Cinayete cesareti cinsiyetçi  medya ve iktidardan alıyorlar
06 Ocak 2024 14:13

EĞİTİM-SEN ADETA Cinayete cesareti cinsiyetçi medya ve iktidardan alıyorlar

Eğitim-Sen Kocaeli 2 No’lu (Gebze) Şube, eski eşi Tülay Dağaşan’ı katleden Şefik Karaali ve tüm kadın katillerinin cesareti yargı, cinsiyetçi medya ve iktidar temsilcilerinden aldığını öne sürdü

Ülkemizde yılın ilk dört gününe sığan ve bilinen son iki kadın cinayetinde iki ateş de Darıca’ya düştü. Basın mensubu Tülay Dağaşan da eski eşi Şefik Karaali tarafından katletildi. Eğitim-Sen Kocaeli 2 No’lu (Gebze) Şube, eski eşi Tülay Dağaşan’ı katleden Şefik Karaali ve tüm kadın katillerinin cesareti yargı, cinsiyetçi medya ve iktidar temsilcilerinden aldığını öne sürdü. “Erkekler bu cinayetlerdeki cesareti, yargıdan, cinsiyetçi medyadan ve siyasi iktidar temsilcilerinin ayrımcı sözlerinden almaktadır” denilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:

 

GELECEĞE DAİR HAYALLERİ VARDI

 

“Her güne erkekler tarafından katledilen, ‘yüksekten düştü’ denilerek öldürülen, şiddete uğrayan kadınların, istismar edilen çocukların, nefret suçlarına maruz kalan LGBTİ+’ların haberleriyle başlıyoruz.

 

Önceki gün de boşandığı eşi tarafından öldürüldüğünü öğrendiğimiz kız kardeşimiz Tülay'ın haberi ile acı ve öfkeye boğulduk...

 

Geleceğe dair, çocuklarına dair planları vardı Tülay'ın... Yarım kalan hayalleri...

 

Bu cinayetlerin münferit olduğuna, bir anlık hezeyan olduğuna inanmamız isteniyor. Çoğu zaman da kadının kışkırttığına... 

 

Şiddeti yaratan toplumsal, ekonomik, politik koşulları görünmezleştirmek için alkolizm gibi açıklamalara sarılıyor ve bahanelerini ‘laiklik karşıtı ajandaları’ için fırsata çeviriyorlar.

 

FETVALAR, ÇOCUK İSTİSMARINI AKLIYOR

 

Hayatımız fetvalarla karanlığa boğuluyor. Fetvalar, medeni hukukun yerini almış; kadınları evlendiriyor, boşuyor; evlilik yaşını belirliyor, çocuk istismarını aklıyor.

 

Karma eğitimi kaldırmaya yönelik hamleler hayatın her alanına yayılıyor. Kaç çocuk doğuracağımızı, ne giyeceğimizi, kahkaha atıp atamayacağımızı, hamileyken, yanımızda erkekler yokken nerelere, kaç kilometre uzağa gidebileceğimizi belirlemek için diyanetin tüm kaynakları seferber ediliyor. Kadınlar, kız çocukları ve LGBTİ+lar; ‘aile mitingleri’, ‘aile çalıştayları’ ile kutsadığınız ama en güvensiz ve tehlikede olduğumuz o ailenin içinde şiddettin her biçimine, tacize uğruyor, öldürülüyor.

 

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri politiktir.

 

Bu durum, iktidarın yarattığı karanlığın içinde her gün yeniden üretilirken kadınların varoluş mücadeleleri için gerekli tüm yasal yollar kasten ve taammüden kapatılmaktadır.

 

Erkekler bu cinayetlerdeki cesareti, yargıdan, cinsiyetçi medyadan ve siyasi iktidar temsilcilerinin ayrımcı sözlerinden almaktadır.

 

ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRAN

ZİHNİYETLE HESAPLAŞACAĞIZ

 

Eğitim-Sen olarak kadına yönelik şiddetteki artışı tolere edilebilir olarak gören zihniyete karşı İstanbul Sözleşmesi’nden, yaşamlarımızdan, haklarımızdan, eşit ve özgür mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran zihniyetle hesaplaşacağız. Yaşamın her alanında kadın mücadelesi ve kadın dayanışması ile eşit ve özgür bir toplumu hep beraber inşa edeceğiz. Örgütlü kamu emekçisi kadınlar olarak yaşanan şiddet olayları karşısında sessiz kalmayacağız. 

 

Bizi hapsetmeye çalıştığınız cendereye sığmayız.

 

Size rağmen varız!

 

Başta Tülay kardeşimiz olmak üzere katledilen kadınların davalarının takipçisi olacağımızı ve gerçek adalet sağlanıncaya, faile gerekli ceza verilinceye kadar mücadelemizi yılmadan sürdüreceğimizi bir kez daha tüm kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz.”

Güncelleme: 11 Ocak 2024 07:24
BENZER HABERLER
X