AZ DÖN ABLA. BAŞIMIZ DÖNDÜ! CHP’ye çemkiren İYİ Parti, Akşener’e sormalı?
“Gazetecilik, birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazmaktır. Gerisi halkla ilişkilerdir.”
George Orwell
İngiliz romancı, gazeteci ve eleştirmen
**
İçinde yer aldığımız yerel seçim sürecinde henüz belediye başkan aday adayları bile belirsizken tartışılan önemli konulardan biri…
14 – 28 Mayıs seçim sürecindeki malum muhalif ittifaka da atıfla..
Yerel yönetimlerde AKP iktidarının sona ermesi için yine bir ittifak idi. Detaylarına girmeye gerek yok, gerçekleşmedi.
Ancak Gebze ve Çayırova’da ne kadar ilginç bir vakadır ki..
İYİ Parti’nin Gebze adayı Sadık Güvenç ve Çayırova adayı Şevki Demirci şahsında devrilmek istenen yerel iktidar için iki seçenek de vakti zamanında AKP’nin hem genel hem yerel iktidarı için çaba gösteren, halk deyimiyle, “Çorbada tuzu olan” kişilerdir.
Yine gözardı edilmemesi gereken bir önemli detay daha var kanaatindeyim:
Gerek Güvenç gerekse Demirci’nin AKP’den kopuşlarının veya kopartılışlarının ideolojik, politik temellere dayalı hiçbir gerekçesi yok. Güvenç’in neden koptuğunu, Demirci’nin niye kopartıldığını da hatırlatmayacağım. Zaten ekseri çoğunluk biliyor, bilmeyene de bilenler anlatsın.
Gebze’yi merkeze aldığımızda malum, CHP bu dönem belediye başkan adayı çıkartmadı ve parti tabanının salt çoğunluğunun anket falan gerektirmeye görmeyecek şekilde tutumu şu: “Madem aday çıkartmadık. TİP adayı Erkan Baş’ı destekleyelim.”
Zaten öngörüm şudur ki ola ki CHP’nin “Tek adam”ı Genel Başkan Özgür Özel aksi yönde bir açıklama yaptı ve “İYİ Parti adayı Sadık Güvenç”i işaret etti. Tabanın sandık refleksinde karşılığını bulmayacaktır.
Dünkü; “CHP Gebze’de taban ekseri Erkan Baş diyor” başlıklı yorumum olması gerektiği şekilde bazı kesimlerin sempatisini topladı, bazılarının da tepkisini çekti.
Bazılarından kastım; İYİ Parti çevresi veya benim gibi düşünmeyen, “Gebze’de AKP iktidarı sona ermelidir. Bu da Sadık Güvenç ile mümkündür ve CHP de Sadık Güvenç’i desteklemelidir” diye düşünen kesimdir. Hatta o veya bu oranda CHP tabanında da, İYİ Parti adayı Güvenç’in desteklenmesi gerektiğini savunan, elbette saygı duyulası bir kesim vardır. Ama ellerinden tutan yok ki. Sandıkta tercihlerini diledikleri gibi kullanmakta, hatta varsa açıklamaları açıklama yapmakta serbestler. Naçizane bana da ulaştırırlarsa haberleştiririm de.
Yine hatırlatmak durumundayım ki Sadık Güvenç de neredeyse mesleğe başladığım 1994’ten beri tanıdığım, bildiğim, her zaman da selamım sabahım olan bir aktif siyasetçi. Ve bu süreçte kendisiyle röportaj da yaptım. Gebze Yenigün paydaşlığındaki özel ilave çalışmasında tam sayfa yayınlayıp gazete sayfasına sığmayan ne söylemi varsa, sitemde değerlendirdim.
Sözün özüne doğru gelince;
George Orwell’in sözünü ettiği gibi gazetecilik, şayet hakkı verilerek yapılacak bir meslekse, halkla ilişkiler mesleği değildir. Bu arada halkla ilişkiler mesleğini ve meslek içinde yer alanları, günümüz popüler tanımıyla PR’cıları asla küçümsemiyor, mesleklerine ve kendilerine de saygılıyım ama demem o ki, meslekler karıştırılmamalı ve herkes işini yapmalı.
Gerek şahsım gerek mesleğime dair iki kelam gerekirse;
“Şu haberi yaparsam bu ne der”
“Köşemde bunu yazayım ama bundan ötürü diğeri kızar”
Ya da bence gazeteciyi gazetecilikten tamamen koparan “Duygusal” kaygılarla;
“Şu haberi yapardım ama ilanımı keser, reklamımı keser, aboneliğini sonlandırır”
Şeklindeki tutumlar bir gazetecinin kendi kendine uyguladığı bir oto sansürdür.
O bakımdan dünkü yorumum sonrası tepkisini…
AKP iktidarından kurtuluş hamlesinde çözümü düne kadar AKP’yi iktidar yapmak için elinden geleni yapan ve AKP’den kopuşları, kopartılışları da hiçbir ideolojik, politik nitelikler içermeyenler ile arayıp aksi yönde düşünenleri Gebze’yi yine AKP’ye teslim etmekle suçlayanlar, çemkirenler…
Şayet yerellerde niye muhalif bir ittifak çatısı oluşmadığına dair CHP kurumsalında veya Gebze’de “Erkan Baş” diyen CHP’liler şahsında sağa sola salvolar savurana kadar…
Genel başkanları Meral Akşener’in örneğin bir Ekrem İmamoğlu yaklaşımı üzerinden Recep Tayyip Erdoğan’a nazire yapan dönüşlerini sorgulasınlar, sorsunlar.
Dön baba dönelim, dön abla dönelim…
Ama az dön baba, başımız döndü.
Sen de az dön abla, bir hayli döndü…
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Ömeroğlu, Dilovalı’ya “Terörist” diyene toz kondurmadı 12 Haziran 2024 Çarşamba
- Çiftçi’nin keskin sirkesi Çayırovaya zarar! 30 Mayıs 2024 Perşembe
- Gebze’de KBB, AKP, MHP halkı gömdü. Halk da onları… 24 Mayıs 2024 Cuma
- CHP, Belediye Meclisi'nde AKP’ye o fırsatı vermemeli 23 Mayıs 2024 Perşembe
- Erkan Baş vakası, düzen işi “sosyalizm”dir 18 Mayıs 2024 Cumartesi
- Dilovası’nda kanser de “Yok” sayılınca yok olmuyor! 15 Mayıs 2024 Çarşamba
- Gebze’de “İbrahim Hoca” İttifakı Niye Kurulmadı? 11 Mayıs 2024 Cumartesi
- Darıca’da özel kalem müdürünün vasfı ne? 10 Mayıs 2024 Cuma
- Gebzespor “Resul Tat”lara mecbur! 09 Mayıs 2024 Perşembe
- Aktaş vakası çürümenin AKP’yi de vuran halidir 05 Mayıs 2024 Pazar