Gebzespor “Resul Tat”lara mecbur! Gebzespor “Resul Tat”lara mecbur!

09 Mayıs 2024 06:41
Öncelikle… İç sahada Taçspor maçında edindiğimiz beraberlikle birlikte puan avantajını da rakibimiz Çorluspor 1947’ye kaptırdıktan sonra peşinen pes etmeyi ret eden her isyankâra, şapka çıkartırım.

Olmamış, olabilir…

Hiç olmazsa denedik.

Mevcut tablo, Taçspor maçından hemen sonra veya hatta daha öncesinde, “Gebzespor şampiyon olamaz” diyenlerin de “Haklı” olduğunun kanıtı asla değildir.

Beni bu sezon da ıskaladığımız şampiyonlukta en çok üzen detay Maskeli Balo aktivistleridir.

Ne yazık ki birileri, Gebzesporlu imiş gibi yapıp, şimdi de üzülüyormuş gibi yapıp, içten içi seviniyor, kanaatindeyim.

**

Bu sezon öncesi bana ola ki özellikle teknik heyete dair fikrimi sorsalar, özünde kişilerden bağımsız bir şekilde, “Şimdiye kadar ıskaladığımız şampiyonluklarda hiç denemediğimiz şey, teknik heyet istikrarı oldu. Ümit Metin Yıldız şahsında mevcut heyetle devam edelim. Takımdan da gitmek isteyen gitsin. Göndermek istediklerimizi gönderelim. Yeni takımı iskelet üzerinden inşa edelim” derdim.

Önümüzdeki sezon için de kanaatim odur. Sertaç Gezer şahsında teknik heyet kalsın. Takımdan gitmek isteyen gitsin, gönderilmek istenen gönderilsin. Önümüzdeki sezonun takımı, iskelet üzerinden şekillensin.

Olurdu, olmazdı. Olur, olmaz demiyorum. Ama biz bir bu yöntemi, teknik heyette istikrarı denemedik.

Bu sezon şampiyonluğu niye ıskaladığımıza dair herkesin saygı duyduğum fikri ve tespitleri var. Benim de takıldığım bir detay var.

Madem Özgür Vurur’u gönderecek, yerine Sertaç Gezer’i getirecektik. Bu hamleyi birkaç hafta önceye çekseydik,  sonuç değişir miydi?

Bence eksiklerden biri, stresi kaldıramamak oldu.

Biz Taçspor beraberliği ile son puan kaybı kredimizi kullanmıştık. Kalan altı maçın tamamını kazanmak zorundaydık ki iddiamız sürsündü ve kaderimiz başkalarının ellerindeydi.

Son İFA Spor maçında beni kızdıran, sonuç bir tarafa sahada sergilediğimiz oyun oldu. Her takım her hafta iyi oynayacak diye bir şey yok ama bazı maçlar vardır, kötü oynamak lükstür. İFA Spor maçı öyle bir maçtı. Kanaatim odur ki, stres baskın geldi ama stresi de alt etmeliydik.

Şimdi bir umut, bir ihtimali bekliyoruz.

BAL’da 12 grubun ikincilerinin başkan ve yöneticilerinin katılımı ile gerçekleşen toplantıda, grup ikincilerine bir fırsat daha verilmesi üzerine konuşuldu. Önümüzdeki hafta net karara varılacaktır çünkü bekletmelerinin mantığı yok…

Gerçi burası Bölgesel Amatör Lig..

Kısaltılması BAL ama tadı zehir, bataklık misali çırpınıp durduğun

Mantık ötesi bir lig!

**

Meselenin yönetim ayağına gelince her zamanki gibi konuları bir tarafa bırakıp kişileri baz alıyoruz.

Hâlbuki şöyle bir durum var.

BAL’da biz dâhil yanılmıyorsam 100’ün üzerinde kulüp/takım belediye desteğiyle varlığını koruyor.

Ve belediye destekli ama il ama ilçe takımlarında kulüp başkanı, yerelde iktidar partisinin mevcut veya eski belediye meclis üyesi. O kentin belediye başkanının, illaki partilisi.

Türkiye’nin her yerinde belediye başkanları, belediyeden kentin takımına esaslı bir destek gidiyorsa, kontrolünü de partilisi veya dava arkadaşı ile bir şekilde elinde tutmak istiyor.

Doğrudur yanlıştır ayrı mesele. Şekil şema ve durum, budur.

Ancak iki dönemdir Resul Tat başkanlığındaki yönetimde sıradışı durum yaşandı. Başkan Tat yönetimini siyasi kimlikleri ile de bilinmesinden sebep yazıyorum, farklı tercihleri olan ekseri iş insanlarından oluşturdu.

Örneğin, Gölcükspor’da durum tam tersi. Dediğim anlamda yönetim tek partili, tek renkli.

Bunda bir diğer etkenin Resul Tat’ın şahsıyla da ilgili olduğunu, Gebze ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olarak AKP’de aktif siyaset yaptığı süreçte en küçük bir olumsuzlukta adının anılmaması ve güven vermesi olduğunu da düşünüyorum.  

Bence yeni sezon öncesi kulüp başkanlığına önce aday olmayacağını açıklayıp ardından yeniden aday olması, handikap idi. Aday olmayacağını açıklamasa, iyiydi.

Yine o süreçte malum, iki başkan adayı daha vardı ve çekildi.

Sahadan ayağımı kesen ciddi bir sağlık problemimle boğuştuğum dönemdi. Gelişmeleri sadece, yazıldığı kadarıyla basından veya sosyal medyadan takip ediyordum.

Şöyle bir kanaat oluştu bende…

Sırtlarını belediyeye dayayarak kulüp başkanlığına talip oldular.

Belediyede, “Madem sırtını bana dayayacaksın, benim tercihim farklı” dedi, çekildiler.

Aksi olsa neticede Gebzespor dernek statüsünde, sportif bir sivil toplum örgütü. Her kongrede herkesin, liste çıkartıp aday olması en demokratik hakkı. Aksi düşünülemez bile.

İFA Spor maçı öncesi İFA Spor Başkanı Aydın Aydeniz ile statüyü merkeze aldığım bir röportaj görüşmem oldu. Yoğunluktan, henüz haberleştiremedim ama belediye destekli kulüplerin siyasetten arınmadığı sürece başarı edinemeyeceğine dair bir tespiti, ifadesi oldu.

İşte meselenin özlerinden biri.

Gebzespor dâhil olmak üzere kulüpleri belediye desteklerinden bağımsız halde kendi ayaklarında yürüyen kurumlar hale getiremediğiniz sürece, kulüplerin de siyasetten arınma durumu yok.

Malum… Belediye başkanları ve meclisi, siyasetle belirleniyor.

Bu sezon ıskaladığımız şampiyonlukta, yönetimin hata payı neydi, kestiremiyorum ama elbette bir takım hatalar yapmışlardır ama yine bir şeyi ıskalıyoruz. Kim hata yapmadı?

Taçspor ile iç saha maçında, 1-0 geriye düştüğümüzde, üstelik maçın bitmesine yarım saat kala taraftarın takıma ve yönetime tepkisi, zamanlama hatası değil miydi? Madem değildi. Son dakikada kazandığımız Gölcükspor maçında rakibimiz beraberliği yakaladıktan sonra takımı bu sefer pozitif enerjiyle ateşleyen ve sonuca şüphesiz etki eden de aynı taraftardı…

Bir iki hafta önce takım ile yolları ayıran Ömer Faruk Can… Çorluspor 1947 ile Çorlu’da oynadığımız maçta rakip savunmanın maç boyunca tek ama akıl almaz hatasında, o golü yazsaydı ne olurdu? Ya da Kapaklı deplasmanında üstelik 2-1 önde olduğumuz zaman diliminde belki de rakibin gardını düşürecek mutlak fırsatı tepti…

İlker Çakır döneminde basın tribününde yer bulunmazdı. Basın ki önemli bir sac ayağı. Protokol tribününde arada bir yer alıp kendi fotoğrafını çektirmek için değil fotoğraf makinesinin arkasına geçerek fotoğraflamak, yazmak için… Basın nerede?

Sertaç Gezer’i bir yerde özellikle ilk haftalarda anlıyorum ama Kapaklı deplasmanında 1-0 öndeyken kazandığımız penaltı için biz dahi Özgürcan Özcan’ı beklerken Mustafa Pınar geldi topun başına. Niye avaz avaz bağıra bağıra müdahale etmedi. Kaldı ki rakip kalede belki de BAL tarihinin en çok penaltı çelen kalecisi Sezai Yüksel vardı.

Ya da İFA maçında... Burak Baba'nın insanüstü çabasıyla edindiğimiz yüzde 100'lük tek pozisyonda Murat Demirezen... Önün boş, rakip savunma çökmüş, teke teksin. Bekletip öyle vursana kaleye... 

Herkes elbette hata yaptı, çünkü futbol hatalar oyunu.

Önümüzdeki günlerde TFF ikincilere bir şans daha tanır tanımaz ayrı, fırsat tanınırsa Gebzespor o fırsatı değerlendirir değerlendirmez ayrı mesele.

Önümüzdeki yaz da kulüp kongreye gidecektir kanaatindeyim.

Şayet elbette belediyeyi yok saymadan, elbette belediyenin de makul desteğini alarak ama gider bütçesinde aslan payını üstlenerek bir aday çıkıp seçilmediği müddetçe…

Kulüp, yine belediyeye gebe kaldığı sürece…

Resul Tat yeniden aday olsun olmasın yerine yine bir “Resul Tat” seçilecektir kanaatindeyim.

Zinnur Büyükgöz son iki dönem tercihini, Resul Tat şahsında eski meclis üyesinden yana kullandı.

Bu dönem mevcutlardan birini tercih edebilir, yine kanaatindeyim…

 

HÜSEYİN EREN'DEN AÇIKLAMA...

 

Gebzespor Yönetim Kurulu'nun en çalışkanlarından, her maç kulübede yer alan Hüseyin Eren;

Kapaklıspor - Gebzespor maçındaki penaltımızda topu önce Özgürcan Özcan'ın aldığını...

Ancak, "İçimde bir his var, kaçıracağım" diye bıraktığını...

Sertaç Gezer ve kubüleden müdahalenin geldiğini ancak  

Penaltıda "ihale"nin Mustafa Pınar'a kaldığını ve bu vakada en masum ismin Mustafa Pınar olduğunu söyledi...

Bir konuda kesin uzlaştık: Penaltıyı Özgürcan Özcan kullanmalıydı.

Öte yandan şunu da ilave etmek gerekirse...

Penaltıdır, kaçar. Futbol hatalar oyunu.

Özgürcan Özcan da kaçırabilir hatta çok kötü bir vuruşla topu auta da atabilirdi. 

Yorumumun ilgili bölümünde Mustafa Pınar'a atfen, "Vay penaltı nasıl kaçar" diye bir ifadem de yok...

Dünkü Babaeski maçı öncesi Hüseyin Eren'e de izah ettim...

Tespitte kimi hatalar olabiliyor. Bu şahsımda basın içinde geçerli,,,

Savunma için söylemiyorum. Kaldı ki Hüseyin Eren bundan ötürü suçlamadı da, gayet olgun şekilde sohbet ettik ve bir hatamı düzeltmeme vesile oldu, sağolsun....

Kapaklıspor'un kale arkasından maçı takip ederken yarım saha boyundan daha uzak mesafedeki Gebzespor kulübesinin o anki tepkisini tahlilde kolay değil...

 

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
X