Gebzespor satrançta mat, tavlada mars etmeli Gebzespor satrançta mat, tavlada mars etmeli

20 Mart 2024 21:07
İYİ Parti Konya Milletvekili, eski Milletvekili ve Milli futbolcu Ünal Karaman’ın İYİ Parti Çayırova Belediye Başkan adayı Şevki Demirci’yi destek için geldiği Çayırova’da…

Çayırova’daki spor kulüplerinin ağırlanacağı iftar yemeği ikramlı programa basın da davet edildiğine sevinmiştim, sonrası şahsım adına hayal kırıklığı oldu.

Hâlbuki milletvekilliği yaptığın ilin BAL’da mücadele eden, etmiş veya etmeye hevesli spor kulüplerinin başkanlarına bile sorsa…

Vakayı Meclis’e önerge vererek taşıyacak olsa öngörüm odur ki 81 ilden dikkat çeker, önemli kısmından destek görürdü.

Detayına girmeden, bilgisi vardır zaten diye BAL statüsünü değerlendirmesini istedim.

Futbolu veya sporu, kategorilere ayırmayı yanlış bulduğunu söyleyerek, ‘La Fontaine’den masallar’a devam etti.

**

Geçtiğimiz hafta sonu malum, Kapaklıspor – Gebzespor maçını yerinde takip ettim. Şöylesine enteresan maçtı.

Kapaklıspor, iç saha maçına “Bir puan” amacıyla çıktı ve edindi.

Bir puan onlar için çok bir şey ifade etmiyordu. Tekirdağ kotasından ne Sarayspor'a yakalanır, ne de Çorluspor 1947'yi yakalarlardı. Gebzespor'un 3 puan almaması için oynadılar. Garabet statü neyi gerektiriyorsa, onu yaptılar. Yadırgayamayız. 

Maçın 0 – 0, 1 – 1 ve 2 – 2 seyrettiği zaman dilimlerinde hep geriye yaslandılar.

Hatta 8’nci dakikada onlar için 0-1 olmuştu. Kalemize ilk top, 19 dakika sonra geldi. 30’ncu dakikadaki ilk ciddi ataklarında da golü yedik. Maçı doğal olarak Kapaklıspor kale arkasından izlediğimden golde savunmamızın hatası var mı yok mu kestiremem ama, savunma hattımızda konsantre eksikliği olduğu, öngörülebilir.

Mustafa Pınar ile değerlendiremediğimiz penaltıda maçın adamı Sezai Yüksel’in kural ihlali var gibi. Varsa, birinci yan hakem Hasan Gökmen tespit edip tekrarlanmasını istemeliydi. Ama diyelim ki gerçekten de kural ihlali vardı. Beraberliğimize bahane olmamalı. Futbol hatalar oyunu, hakem de bir hatadır yaptı…

Örneğin; Ömer Faruk Can da, yaptı. Çorlu deplasmanında maç 0-0 berabere giderken kaleciyle karşı karşıya, kaçırdı. Kapaklı deplasmanında da, 2-1 öndeyken biz, yine kaçırdı. Mantık üzerinden sorgularsak, kaçırmaması gerekeni kaçırdı ama ya futbolun doğasına bağlamalı ya da teknik heyet, gerekirse psikolojik olarak da irdeleyip çözüm bulmalı.

Maksat hatalı aramaksa, ben de yaptım. Hakem Okan Kayataş, 90+4'te Kapaklı kulübesinde yedeklerden Umut Odacı'yı kızartmış. Maç şablonu ve bilgisinde ıskaladım. 

Yeni teknik direktörümüz Sertaç Gezer’in ilk ciddi sınavıydı. Bence oyun anlamında iyi bir sınav verdi. Bir tek, “Acaba ikinci yarıda Burak Baba’yı alsa mıydı?” akıllara takıldı ancak skor 2-2’ye gelmeden iki dakika önce, rakibin baskısının yoğunlaştığı süreç içinde beşinci hakkını kullanmıştı.

Gebzespor kurumsalında BAL2 ‘de şampiyonluğa oynayan takım, 15 takımlı grupta Kapaklıspor kurumsalında 10’ncu sıra takımına konuk oluyor. Grupta ateş hattının 23 puan uzağındaki Kapaklıspor, BAL statüsü gereği, BAL’da önümüzdeki sezon direk mücadele için kentlisi Çorluspor 1947’nin şampiyonluğuna bel bağlamış. Gebzespor’a “İki puan daha kaptırmamış” olmanın verdiği keyifle maç sonu o beraberliği, iç sahada edindiği bir puanı, taraftarıyla güle oynaya kutluyor.

Böylesine garabet statülü bir ligde gel gör ki…

Gölcük’teki maçta yaşanan vakalardan ötürü tribünde taraftarımızın her maç sövdüğü Gölcükspor’da; istem içi veya dışı aynı hissiyatta olabilirler, evinde ağırladığı Çorluspor 1947’den bir puanı son dakika golüyle edindiler. Beraberliğe ne kadar sevindiler bilemem. Ama Çorlu’ya iki puan daha kaptırmıyor iken o sonuç yüreğimizi biraz olsun, serinletiyor.  

Netice itibariyle, geride kalan 7 maçımızı da alırsak, Çorluspor 1947’nin ne yaptığına aldırmaksızın, ipi göğüsleyeceğiz.

Bu hafta sonu da evimizde lig beşincisi, Taçspor’u ağırlayacağız.

Gel gör ki; İstanbul temsilcisi rakibimiz de üstelik beşinci sırada yer almasına rağmen İstanbul kotasından ligde kalmaya oynuyor. Grubumuzda üç İstanbul ekibinin de matematiksel olarak var gibi gözükse de mantalite olarak şampiyonluk ihtimali yok. Yani biri çıksa, diğer ikisini biraz rahatlatmayacak. Sezonun ilk devresinde bizimle, ikinci devresinde Çorluspor 1947 ile berabere kalan, grubun en az gol yiyen üçüncü takımı ama statü gereği, ligde kalmaya oynuyor.

Yani diyeceğim o ki…

İstisnasız, dünyanın en adaletsiz liginde, uzun süredir, sürünüyoruz. Lig değil, bataklık. Çırpınıyoruz.

Zaten iyi statülü bir lig olsaydı, illaki dünyada örnek alarak uygulayan bir ülke olurdu. Yok, örnek alan yok.

Geride kalan 7 haftada, Taçspor ile birlikte yedi rakibimizden dördü, kentlerinin kotasından ligde kalma mücadelesi veren rakipler. İkisiyle içeride, ikisiyle dışarıda karşılaşacağız.

Yine puan kayıpları bizim için de, ama Çorluspor 1947 için de olası.

Onların altı maçı kaldı ve kalan rakiplerine bakıyorum. Yazmaya klavyem varmıyor ama biri içeride biri dışarıda, “Sıkıntılı” denilebilecek iki maçı var. Puan eşitliğinde ikili avantajın yanı sıra, maç fazlalıklarıyla birlikte kalan fikstürleri bizden avantajlı.

Diğer yandan, geride kalan 7 haftada bir kere daha puan kaybetme kredimiz kalmamış olabilir. 

07 Nisan'da Gölcükspor'u ağırlayacağız. Gölcük'teki maçta da oradaydım. Taraftarın haklı gerekçeye dayalı bir tepkisi var ancak abartmamalıyız kanaatindeyim. Özellikle son düzlükte, kalan diğer iç ve dış saha maçlarında, bir taraftar yasağını daha, kaldırmayabiliriz. 

**

Kapaklıspor bizimle “satranç” oynadı, satrançta yenişemedik. Satrançtan türeyen “tavla” da şansa da ihtiyaç vardı. Hele ki oynanmamış sürede biraz “tavla” şansına ihtiyaç vardı. Yanımızda olmadı.

Pazar günü Taçspor da satranç oynayacak. Bir avantajımız, onlara bir puan da yetmeyebilir. Üç puana geleceklerdir.

Biraz daha konsantre olmuş savunma,

Biraz daha ısırgan, kaleciyle karşı karşıya kaldı mı o topu ağlara gerekirse rakip kaleciyle yollayan;

Hangi açı ve pozisyonda şut çekip hangisinde pas vermesi gerektiğine daha hâkim ve zeki bir hücum hattı ile biz…

Taçspor’u da yeneriz. Diğer altı rakibimizi de yeneriz.

Satrançta mat ederiz. Tavlada mars ederiz

BAL bataklığına bir daha dönmemek kaydıyla veda eder…

Sonra da Ünal Karaman’dan, yeni masallar dinleriz!

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazarın tüm yazıları
X