Hiçbir davamı tek başıma “kaybetmedim” Hiçbir davamı tek başıma “kaybetmedim”
Karaosmanoğlu soruya, “Onlara kemik atmıyorum, ondan yazıyorlar” diye “yanıt” verdi.
Bir yorumumda Karaosmanoğlu’na kimlere ne kadarlık “kemik”i niçin attığını sorup, soruya yanıt vermemesi halinde aynı hakaretin muhatabı olacağını ima ettim.
Yorum içinden cımbızla çekilen bütünü ifade etmeyen birkaç cümleden ötürü, İzmit’te mahkemede yargılandım.
Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nde hala süregiden “Fetret” dönemiydi. Dönemin cemiyet yönetimi dâhil camiada, Karaosmanoğlu’nun o sözünü galiba benden başka dert edinen de olmadıydı. O “kemik”leri yiyenler için, zaten ne gamdı: “Helal haram ver Allah’ım…”
Sosyal medyadan isyanımı duyurmuştum ve cemiyet yönetiminden bir Allah’ın kulu..
O gün olduğu gibi bugün de..
“Hukuki desteği ihtiyacın var mı?” diye..
Sormadı, sormuyor. Fetret dönemi bitmediği sürece de, sormayacak.
2016 öncesi, FETÖ’nün “Hocaefendi” dönemiydi.
“Evlere şenlik” bir mahkemeydi. Ceza sonrası halen İş Bankası’nda 200 TL tutarında bir meblağım, ceza bedelini ödemediğim için bloke haldedir.
2016 sonrası o hâkimin FETÖ’den açığa alınmış olması halinde, itirazda bulunursam cezanın kalkacağını söyleyen oldu.
Oralı bile olmadım.
Netice itibariyle bir Afrika atasözünde kast ettiği şekliyle..
“Siyasal İslamcı vahşi kapitalist” fillerin tepiştiği ortamda, “çimen”den ibarettim.
Ahlaken; gırtlağına kadar bataklığa gömülü sistemde kim bilir hangi haltının yazılmaması için halkın parasını “kemik” olarak “gazeteciler”e dağıtan İbrahim Karaosmanoğlu hala o soruya yanıt verme cesareti sergileyemezken…
Belediyeler tarafından “sus payı” diye “dergi” yayıncılığı üzerinden de dağıtılan
“helal para”nın aslında “kemik” olduğu söylendiğinde o lafı hazmedenlerin de halen süre giden şakşakçılığında o Karaosmanoğlu, günümüzde…
Kamu Görevlileri “ETİK!” Kurulu üyesi…
Siyasal İslamcı vahşi kapitalizmin sebep olduğu ve sürdüğü, “bataklık”ta…
**
2022 yılının ağustos ayı..
Darıca Belediye Meclisi’nde hayli rant içerikli bir imar değişikliği, CHP Grubu’nun ret oyuna karşılık, oy çokluğuyla kabul edildi.
Gökhan Aktaş’ın ilçe başkanlığı dönemiydi.
Aktaş’ın başkanlığındaki grup o arsa önünde yaptığı basın açıklamasında imar değişikliğinde kamu zarar ettirilirken ihya edilen zevatın, “FETÖ”cü olduğunu iddia etti. Kaldı ki 15 Temmuz 2016 sonrası beş yıllık tutukluluk sonrası, “beraat” etmişti.
Bir gün sonra; “Oğuzbeyi dahil Fetulahçı ‘FETÖ’cüler ektiklerini biçmekteler” başlıklı..
‘FETÖ’cü tanımlamasının bana ait olmadığını o kelimeyi başlık içinde de tırnak içine almam..
Yorum içinde…
“Yani bence hala Fetullah Gülen sempatisi içinde olanlar var ama onlar dahi.. Teröre bulaşmamış hiçbir Fetullahçı’ya FETÖ’cü dememek lazım, yanlış”
Şeklinde;
Toplumun önemli kesiminin tepki gösterdiğini bildiğim düşüncemi aleni ifade etmeme rağmen..
Fetulahçı olduğu kesin Mustafa Oğuzbeyi’nin ve Fetulahçı olup olmadığını bilmediğim eşinin açtığı davada..
Bir taraftan Oğuzbeyi’nin “haber” ile yorum”u birbirinden ayıramayıp “yorum”dan “haber” diye dava açtıran avukatına kasıtla isyan haldeyken..
Geçen hafta itibariyle dava aleyhime sonuçlandı.
Hükmün açıklanması ertelenmekle birlikte 650 TL tutarında dava gideri tarafıma kitlendi.
Elbetteki üyesi olduğum fetret devri içindeki KOGACE’de zamanın yönetiminin sosyal medyadan yaptığım isyana karşın, “Hukuki desteğe ihtiyacın var mı?” diye..
Bir meslek örgütüne yakışan tutumu sergilemekten aciz hallerinde…
Üyesi olduğum KOGACE bu gibi durumlarda üyesini sahipsiz bırakıyorsa, hepten de sahipsiz değiliz ya.
Bu davam için bu sefer Avukat Kemalettin Vehbi Bağdatlı’nın kapısını üstelik rastgele çalıp, bir haftalık süreçte itiraz hakkıma dair hukuki destek istedim.
Meslekte..
Zaman zaman Gebze’den ve aktif gazetecilikten koptuğum zamanlar olsa dahi, 30 yılın getirdiği bir çevre ve insan birikimiyle, bu gibi durumlarda kapısını rastgele çaldığımda, gönüllü desteğini esirgemeyecek 10’larca avukat sayabilecek olmanın verdiği gururla..
Bağdatlı da eksik olmasın, dilekçemi hazırladı. Ancak..
Vakayı uzatmam halinde; 20 – 25 bin TL maliyet gerektirecek bir savunma sürecinin beni beklediğini, anlattı.
Ötesinde;
Karaosmanoğlu davasından yargılandığım süreçte ülkemiz yargısında, Fetulahçı yapılanma hakimdi..
Günümüzde…!!!
Milletvekili Can Atalay vakasında da gözler önüne serildi ki;
Özellikle 2010’daki 12 Eylül referandumunu..
O dönem “Hocaefendileri” olan Fetulah Gülen’in “Gerekirse mezardan çıkıp oy kullanılmalı” türü söyleminin de aleni desteğiyle kılpayı geçiren Siyasal İslamcı Vahşi Kapitalizm sürecinde..
Haklılığıma emin olduğum davada..
Ülkemiz yargısına yönelik bugünkü kanaatimin de kaygısıyla..
İtiraz sürecinde itirazda bulunmadım.
Hazmettim.
“Kaybettim.”
**
Şimdilerde ve yakında yine İzmit’te Kocaeli Adliyesi’nde görülecek bir davada..
Davacı: Baba oğul, Karaosmanoğlugiller.
Gebze’de beş hukukçuya görüş almak üzere o yorumu gönderdim: “Kelime hakaret yok, ama ağır eleştirmişsin.”
Benden ve yine aynı yorum terör, her tür şiddet, ırkçılık övülmezken;
Vatanın milletin bölünmez bütünlüğü gibi kırmızıçizgiler söz konusu olmamasına rağmen bir de o dönem çalıştığım gazetenin yasal sahibinden..
Üstelik Nas’a rağmen ha..
Yasal faiziyle 100’er bin lira talep ediliyor: Caydırıcı olsunmuşmuş…
Bu dava aleni ve şahsımda; “Basına sus” davasıdır.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde halkın, tüyü bitmemiş yetimin parasını sözüm ona “basın”a “kemik” diye dağıttığını kendisi itiraf eden İbrahim Karaosmanoğlu ve emsallerinin..
Burada mütevazı olmayacağım. Şahsımda da susturamadığı ülkemizin basınına yönelik bir “Sus” davasıdır.
Vakti zamanın üstelik “din ve ahlak” bilgisi öğretmeni İbrahim Karaosmanoğlu’nun..
Ahlaka dair temel eğitim okul öncesi, ailede başlar!
Ne kadar “ahlak”lı evlat yetiştirdiği aleni;
Siyasal İslamcı Vahşi Kapitalist düzende geçimini sürdürüp günümüzde “Etik” kurulu üyesi ona ne şüphe ki AKP’li İbrahim Karaosmanoğlu’nun şahsımda…
Gerek sistemin gerek şahsının susturamadığı basına şahsıma açtığı “Sussaydın” davasıdır.
Bu bir iç meseledir belki ama ifade etmek durumundayım..
Bir önceki gazetemin günümüzdeki bilinen yöneticisi…
Fetret dönemi Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nin cemiyeti etiket olarak kullandığı aleni eski yöneticisi…
Okuyamadı asıl meseleyi…
Şayet KOGACE yönetimine etiket ve menfaat için girmeseydi; “KOGACE’den hukuki destek alır, atlatırız” derdi veya demesi beklenirdi.
Bir gün gazetecinin hukukçusunu kast ettiğimde, “Kaç para istiyor, biliyor musun?”..
Ne yazık ki, dedi.
O davanın savunmasını da Recep Dursun’un hukuk bürosunda; biri stajyer iki avukatın desteğiyle hazırladım.
İlk duruşmaya yine İzmit’te, Kocaeli Adliyesi’nde, mart ayında ve avukatsız çıkacağım.
2010 hatta 2002 öncesi bu tür yorumlara tepki, yazılı açıklama ile gösterilirdi. Şimdi, yargılanıyoruz.
Galiba; zaten cezası çoktan kesilmiş, hükmü çoktan verilmiş bir davada konu mankeni misali, bir iki cümle daha sarf ettiğimde ola ki Hakim ve mahkeme heyeti tarafından dinlenirsem, son bir iki kelam daha edeceğim..
Artık yasal faiziyle birlikte kaç paraya hükmederlerse, hazmedeceğim!
Bu arada ola ki bu yorum fetret döneminin sürdüğü KOGACE yönetiminden birinin dahi dikkatini çekerse..
Biri dahi ola ki..
Süriye Çatak yazdıydı..
Konak Hastanesi ve emsali yerlerde indirim sözleşmesi imzalarken, cemiyet yöneticilerine daha yüksek oranda indirimi değil mesleği dert edinen bir yöneticisi dahi ola ki varsa KOGACE’nin…
Bir meslek örgütünde yönetici olduğunun farkına varıp, “Hukuki desteğe ihtiyacın var mı…?”
Hani olmaz ya ola ki diyecek olursa..
Arayıp sorarsa, bu saatten sonra asla denemesin: Hayli ağır, söverim..
Şimdi sorum camiaya ve net:
Fetullah Gülen’in “Hocaefendi” yıllarında açtığı Karaosmanoğlu’nun ilk davasını, sadece ben mi “kaybettim”?
Oğuzbeyi davasının, tek kaybedeni, ben miyim?
Günümüzde..
Karaosmanoğlugiller’in ikinci davasının tek “kaybedeni”, ben mi olacağım?
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Zaten basın olmadan şampiyon olunmaz ki! 08 Temmuz 2025 Salı
- Darıca’da dedikoduyu bilgilendirme önler 07 Temmuz 2025 Pazartesi
- Reis’in “dost”una “Defol katil” bile dediler 05 Temmuz 2025 Cumartesi
- BİLKAR bir yaşam biçimidir 04 Temmuz 2025 Cuma
- Adalet varsa: Soyerler gözaltında Şayirler gözönünde 03 Temmuz 2025 Perşembe
- Adalet varsa AKP Gebze kongresi de butlanlık 02 Temmuz 2025 Çarşamba
- Gökhan Orhan’dan Hayri Zorer’e sitem! 01 Temmuz 2025 Salı
- Siyasete tarikat ile Alevi müdahalesi farksız 30 Haziran 2025 Pazartesi
- 2’nci Lig’in en Güzide’siyiz! 28 Haziran 2025 Cumartesi
- Dilovası’nda söz çiğneyeni Allah ne yapmalı? 27 Haziran 2025 Cuma