Eğitim ÇEDES ile cemaatlere Çocuklar MESEM ile sermayeye
16 Eylül 2025 08:42

NEREDEN BAKSAN TUTARSIZLIK! Eğitim ÇEDES ile cemaatlere Çocuklar MESEM ile sermayeye

Eğitim-Sen Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Sinan Kaya’ya “Sorunlar nedir?” diye sorduk, 12 yanıt aldık. Tutarsızlıklara işaret edip eğitimin ÇEDES ile cemaatlere, çocukların MESEM ile ucuz işçi olarak sermayeye peşkeş çekildiğini söyledi

Aktan Uslu Tüm haberleri

Sendikacılara sorduk – 7

“2025-26 eğitim-öğretim yılında velilerin en büyük kaygılarından biri, çocuklarının okul çantalarını kaç TL’ye doldurabilecekleri sorusudur. Geçtiğimiz yıl zaten yüksek olan kırtasiye fiyatları, bu yıl da yüzde 60’ları aşan artışlarla daha da ağırlaşmıştır. Defterden kaleme, boyadan çantaya kadar her kalem ürün aile bütçesini zorlarken, ilkokul seviyesindeki bir öğrencinin çantası ortalama 2.800–3.800 liraya, ortaokul ve lise seviyesindeki bir öğrencinin çantası ise 4.000–5.800 liraya dolmaktadır. Bu rakamlar, dar gelirli ailelerin çocukları açısından eğitimdeki eşitsizlikleri derinleştirirken, kamusal destek olmadan nitelikli ve eşit eğitim hakkının her geçen gün daha da zorlaştığını göstermektedir.

Eğitim, anayasal bir hak olduğuna göre öğrencilerin temel ihtiyaçlarının karşılanması da devletin asli görevidir. Bugün veliler, okul kıyafetinden deftere, kalemden beslenme çantasına kadar en temel masrafları kendi imkânlarıyla karşılamak zorunda kalmaktadır. Artan enflasyon ve derinleşen yoksulluk koşullarında bu durum milyonlarca aile için büyük bir yük haline gelmiştir. Özellikle ilköğretim çağındaki çocuklar için kırtasiye malzemeleri, okul çantası ve temel ihtiyaçların ücretsiz sağlanması devletin sorumluluğu olmalıdır. Bu adım hem velilerin ekonomik yükünü hafifletecek hem de her çocuğun eşit şartlarda eğitim alabilmesinin önünü açacaktır.

Eğitim-Sen Kocaeli 2 No’lu Şube’nin 05 Eylül’de İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önündeki basın açıklamasından..

https://tls.tc/9rAi8

**

Yukarıdaki metni paylaştıktan sonra kimin açıklaması olduğunu belirtmeden vatandaşa sorsak, tüketici derneği veya okul aile birliği açıklaması sanabilirdi. Eğitim-Sen kurumsalında bir eğitim sendikasının açıklaması hâlbuki. Konu itibariyle ilgi alanlarına girer mi girmez mi idi. En az iki farklı görüş çıkacağı kesin ancak eğitim sendikalarının eğitimi değerlendirirken eğitimin bütün bileşenlerini ilgi alanına alması ne sadece Eğitim-Sen ile sınırlı ne de ilk ve son.

Dizimizin bugünkü yedinci ve son bölümünde Eğitim-Sen Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Sinan Kaya’ya şube binasında konuk olurken şimdi ağırlama sırası, bu zeminde, bizde. Altı üstü birkaç kelimle ile kendilerince tespit ettikleri eğitimin sorunlarını sıralamasını istedik Başkan Kaya’dan. Tam 12 madde sıraladı. Daha devam edecekti de…

 

  • İlk başta ne yazık ki yeni eğitim öğretim yılı ile belirlenen kırtasiye ve forma masraflarına dair önemli sıkıntılar yaşanıyor. Konuyla ilgili olarak bir süre önce basın açıklamasında bulunduk. Bir ilkokul öğrencisinin kıyafet ve okul malzemesi giderleri neredeyse 4 bin lira. Lise düzeyinde de 6 bin lira tutarında bir para ne yazık ki velilerin cebinden çıkacak. İki üç öğrencisi olan bir veli/aile bu gideri acaba nasıl karşılayacak? Velilerimiz okul giderleri konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. Nüfusunun neredeyse yarısı asgari ücretle çalışan ülkemizde okul giderlerinin devlet tarafından karşılanmasını talep ediyoruz.

 

  • Deprem dayanıksız okullarımız var. Geçen seneden bugüne depreme dayanıklı olmayan binalara dair bilgi talebinde bulunduğumuz hiçbir ilgili kurumdan yanıt alamadık. Birkaç okul binası için tetkikler yapıldı ve birkaçı yıkıldı. Ama birçoğu yıkıldığı ile kaldı. Yıkılan okulun öğrencileri başka okullara nakledildi ve o okullarda ikili eğitime geçildi. Bu anlamıyla ikili eğitim öğretim büyük sıkıntı. Sabahın erken saatlerinde giren, akşamın geç saatlerinde çıkan öğrenci sorunu ile karşı karşıyayız ve bu aynı zamanda öğrencilerin topluma katılmasını, sosyalleşmesini engelleyecek bir durum.

 

  • Okulların temizlik sorunu var. Geçen yıl bir uygulamaya gidildi ama ne yazık ki son anda dönüldü. Okullarımız iki üç ay boyunca temizlik, hijyen sorunu yaşadı. Bu sorunu da geçen yıl basın açıklaması ile kamuoyuna taşıdık. İki üç ay aradan sonra belli iyileştirmeler oldu. Ancak yeni eğitim öğretim döneminin başında da aynı sorunlar ile karşı karşıyayız. Birçok okulda da bu sorunu yaşıyoruz. Okullarda görevlileri asgari ücretle çalıştırmak söz konusu ve insanlar geçinemiyor. Ücret düşüklüğü ile birlikte işe alımda aranan şartlara uyan çok az sayıda insan var. Bu zemin ve koşullarda okullardaki temizlik sorunu hala giderilmiş değil.

 

  • Öğretmenlerin ekonomik zorluk ve şartlarında son zam da beklentileri karşılamadı. Öğretmenden yoksulluk sınırının altında bir maaşla yaşamını sürdürmesini istiyorlar. Bu politikadan ötürü de öğretmenlerimiz emeğinin karşılığını alamıyor. Birçok öğretmenimiz ulaşım ve yemek için de para ödüyor. Bu giderleri de karşılanmıyor.

 

  • Birçok okulumuzda, sınıflarda 40 ve üzeri öğrenciyle eğitim görülüyor. Sözde bireyselliği öne çıkaran maarif modelini dile getiren Hükümet’in okulların fiziki eksikliklerini gidermeden, ‘Ben yaptım güzel oldu’ anlayışı ile karşı karşıyayız.

 

  • Ekonomik sorunlar, öğrencilerin beslenme sorunu… Birçok öğrencimiz sabah kahvaltısı ile akşamı ederken okul tuvaletlerinde su içerek açlığını gidermeye çalışıyor. Eğitim-Sen olarak öğrencilere bir öğün ücretsiz beslenme desteği sağlanması talebimiz var. Bunu kaç yıldır yönetenlerden talep ediyoruz. Ama ne yazık ki eğitime verilen önem noktasında, öğrenci öğretmen ve halka verilen değer bu kadar.

 

  • Öğretmenlik Meslek Kanunu – ÖMK ile beraber yeni atamalar büyük sıkıntı. İki yıl boyunca akademide eğitim alacak öğretmenlerimiz kapasite sınavını geçtikten sonra belki öğretmenlik yapabilecek ama iki yıl boyunca 23 bin lira gibi bir maaşla geçinemeyecekler. Bu iki yıllık sürecin ardından da sınava girecekler. Kendine biat edilmesini isteyen, kendi siyasal iktidarının sürmesi için çaba gösteren anlayışa akademiler de bir anlamda ön ayak ve zemin olacak. Kendi anlayışı doğrultusunda, biat eden ve sorgulamayan öğrenci yetiştirmek istiyorlar. Böylesi bir eğitim politikası ile karşı karşıyayız.

 

  • ÖMK ile ilgili bir diğer sorun; Günümüzde atanan ve kadrosunu alan öğretmenlerimiz müfettişler tarafından belli periyotlar ile eğitim altına alınacak. Müfettişler, müdür, zümre başkanları ile beraber denetime tabi tutulacaklar. Yetersiz görülürlerse eğitime alınacaklar. Bu eğitimler de olumsuz sonuçlanırsa meslekten men gibi, iş güvencesinin ortadan kalktığı bir durumla karşı karşıya olacaklar.

 

  • Okullarımızda ücretli, kadrolu, uzman, başöğretmen, sözleşmeli gibi öğretmenleri belli statüler ile ayırıyorlar. Ücretli öğretmenlikte de büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Diğer öğretmenler ile aynı işi yapıp asgarinin de altında ücrete tabi tutuluyorlar. Atamaları yapılmıyor. Bu konumda binlerce öğretmen var. Gebze Bölgesi’ndeki dört ilçede de bine yakın öğretmen ücretli çalıştırılıyor. Bu da emeğin karşılığın alınamamasıdır. Eşit işe eşit ücreti savunuyoruz. Ücretli öğretmenlerimizde emeğinin karşılığını alamadan çalıştırılıyor.

 

  • Genel olarak tablo ne yazık ki çok karanlık. Maarif modelimiz var. Maarif modelle beraber dinsel içerikli, biat ve itaat eden, bilimsel içerikten uzak öğrenci yetiştirmek istiyorla Laik eğitimi hedef alan bir yaklaşım söz konusu.

 

  • Tarikat ve cemaatler ile yürütülen ÇEDES projesi var. Eğitim imzalanan protokoller ile ne yazık ki bu yapıların eline bırakılmış durumda. İmamlar manevi danışman olarak okullarda eğitim veriyor. Dini referanslar her tarafa yayılmış, eğitime de bir anlamda giydirilmiştir. Laik eğitimin ortadan kaldırıldığı, dinci eğitim anlayışı ile birey yetiştirme sorunu ile karşı karşıyayız.

 

  • MESEM’ler var. Bu merkezlerde çocuk işçiliği yasallaştırılıyor. Bu merkezlerde çocuklarımız ucuz işgücü olarak patronlara peşkeş çekiliyor. Sigorta primleri halktan alınan vergilerle, bizler tarafından karşılanıyor. Patronlar sigorta prim bedellerini ödemiyor. Devlet tarafından, halkın kasasından aktarılıyor.

 

  • Darıca’daki son eğitime şiddet vakasının gerekçesinden esasla… çözüm ne?

 

  • Bazı okullarımız, fiziksel ve materyal donanımı ile diğerlerinin önünde. Bazı okullarda idareciler velilerden bağış altında toplanan paralarla bunu sağlıyor. Bu durum da o okulu biraz ön plana çıkartıyor. Bilindiği üzere ortaokullara kayıtlar adrese dayalı gerçekleşiyor. İnsanlarda daha ‘daha güzel’ yerler ve olanaklarda eğitim görsün diye çocuklarını daha iyi eğitim görebileceğini zannettiği okullara kaydettirmek istiyor. Bu da eğitim eşitsizliğini beraberinde getiriyor. Tabi biz bunu Gebze’de görüyoruz ancak kırsallardaki okullarda da bu büyük bir sorun. Oradaki insanlar ne yapıyor acaba? Fiziksel durumu yetersiz, materyalde eksiklik yaşayan birçok okulumuzda var. İşte eğitime yeterli bütçenin ayrılmamasından kaynaklı sorunda çözüm tüm eğitim kademeleri ve kurumlarının eşit seviyeye getirilmesi ile mümkündür.

 

  • Veliler bazen öğretmen seçerek de kayıt tercihinde bulunmaya yöneliyor?

 

  • Velilerin öğretmen seçerek okul tercihini doğru bulmuyoruz. Bütün okulların eşit şartlara ulaşması ile bu sorun da ortadan kalkacaktır. Çünkü çok güzel şartlara sahip okullar var. Bazı okullarımız da aynı şartları Devlet tarafından bütçe ayrılmadığı için sağlayamıyor. Velilerden bağış adı altında para da toplayamıyor. O okul yetersiz kalırken bir diğeri bunu sağlayınca durum değişiyor. Aslında parasız eğitimi savunan bir sendikayız. Maddi durumu elverişli öğrenci velilerinin sağladığı ekonomik destekle o okulun çehresi değişirken ona göre bir eğitimde yavaş yavaş oluşturuluyor ve her öğrenci velisi de çocuğunun o okulda eğitim görmesini istiyor. 

 

  • İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri ile ilişkileriniz nasıl…

 

  • Gebze İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Şenol Pekgöz ile karşılıklı saygı içinde bir görüşmemiz oldu. Diyaloğa açık bir müdürümüz. Tüm sorunları konuşabileceğimiz ve çözebileceğimiz bir yapıya sahip. Kendisiyle ilgili günümüze dair gözlemlerimiz böyle.

 

  • Darıca İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Murat Balay ile ilçedeki son şiddet vakası sonrası görüştük. Murat Balay da her konuda iletişime geçilebilecek bir müdür gibi duruyor.

 

  • Çayırova’dan Dilovası’na atanan İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Azmi Tunç ile bir önceki dönem, Savaş Karabulut başkanlığındaki yönetimle ziyaret ederek kendimizi tanıttık, tanıştık. Kendisi de her tür diyaloğa açık olduğunu söyledi.

 

  • Çayırova İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Recep Demir ile geçen dönem Savaş hocamız görüştü. Biz bu dönem çok yoğunduk. Bir yıldır şube başkanıyım. Kendisiyle bir diyaloğumuz henüz gelişmedi ama kendisiyle de gidip, görüşüp bazı sorunların çözümü için diyalog ve iletişimimiz olacak.

 

  • İlçe milli eğitim müdürlerimizin bu tutumları güzel ama belli noktalarda tıkanıyorlar. Çünkü bizim reflekslerimiz onları zora sokuyor. Biz eğitimin gerçek sorunlarını getiren bir sendikayız. Ve sorunların çözümü için adım atmalarını bekliyoruz. Onlar da kimi durumlar da ne yazık ki adım atamadıklarından, bir anlamda koltuklarını koruma kaygısıyla bir çatışma sürecine girecektir diye düşünüyoruz.

 

  • Önceki dönem şube başkanınız Savaş Karabulut görev yaptığı Gebze Teknik Üniveritesi’nde bir süre devam edememe sorunu, riski yaşadı. Sorun neydi nasıl çözüldü?

 

  • Savaş Karabulut hocanın şöyle bir durumu var. Yabancı dil sınavında 65, hatta belli bir süreden sonra 85 puan almaları gerekiyor. Birçok yerde tolerans tanınıp süreleri uzatılabiliyor. Savaş hoca belli sebeplerden dolayı sınava giremedi. 85 puanı edinecek zemin de oluşmadı. Ama Savaş hoca ile aynı şartları taşıyan birçok kişiye ders verildi. Ve üniversitede görev verilmesine rağmen Savaş hocanın biraz politik duruşla üniversitedeki sorunları dile getirmesi ve medyada da görünür olması durumları var. .

 

  • Bunlardan kaynaklı, ‘Yabancı dil sınavına girememişsin. 85 puan alamamışsın. Derse de giremezsin’ gibi durumlar bahane edilerek ilişiği kesildi. Genel başkanımız Kemal Irmak gelip burada GTÜ Rektörü Prof.Dr.Hacı Ali Mantar ile görüştü. Rektör beyin de iletişime açık olduğunu belirtmek isterim. Bir anlamda yapılan hukuksuzluğun farkındaydı ve Savaş hocamıza dair ilişiği kesme kararı geri çekildi.

 

  • Savaş hocamız göreve devam ediyor ama bizim üniversitedeki bir basın açıklamamıza katıldığı gerekçesiyle yine ne yazık ki bir ceza aldı. Üniversitede, 19 Mart sürecinden sonra öğrencilerin eylemi vardı. Bizler de öğrencilere destek için basın açıklaması yapmıştık. Savaş hocamıza da katıldığı gerekçesiyle soruşturma açıldı ve bir ceza verildi. Kademe durdurma cezası aldı. Bu da meslekten menden önceki en ağır cezadır. Tekrarı halinde, meslekten men cezası verilecek.

 

  • Soruşturmada, öğrencileri derse sokmadığı öne sürüldü. Hâlbuki öğrenciler kendi aralarında örgütlenmişlerdi. 19 Mart sonrası hukuksuzluk ve adaletsizlere karşı alana çıkmışlar. Savaş hoca da orada öğrencileriyle birlikte yer aldığından, bir anlamda sendikal kimliğinden kaynaklı olarak böyle bir sorunla karşı karşıya. Kademe durdurma cezasında üniversitedeki uygulamayı tam olarak bilmiyorum ama aynı ‘suç’u işlemediği sürece, beş yıldan sonra cezalar kalkıyor. Maaşlara yansımıyor. Tabi ki kademesi ilerlerse maaşında düzelme oluyor. O boyutuyla baktığınızda, kademesi beş yıl yükselemeyeceğinden gelir durumuna yansıyacaktır.

 

  • İlave olarak

 

  • Eğitimin ve ülkenin ne yazık ki büyük sorunları var. Biz de Eğitim-Sen olarak daha demokratik, laik, bilimsel, ana dilde bir eğitimi savunuyoruz. Her bir yurttaşımızın, ‘Çocuğum bugün okulda ne yiyecek?’ diye düşünmediği, çocuklarının laik ve bilimsel eğitimi parasız alabildiği bir eğitim modelinin mücadelesini sendika olarak veriyoruz. Umarım o günleri çocuklarımıza yaşatırız.

 

Dizide dün

Türk Eğitim-Sen Kocaeli 2 No’lu Şube Başkanı Kürşad Türkcan

Okullara yardımcı personel atamalara adil ölçüt istedi

 

https://tls.tc/KZaUY

 

Habere ait diğer görseller

Güncelleme: 16 Eylül 2025 08:45
BENZER HABERLER
X