
BU SALDIRI EĞİTİMİN KUTSALLIĞINA Öğretmene sahip çıkmak öğrencinin görevidir
Görevi başında öldürülün İbrahim Oktugan için Özel Mektebim Gebze'deki törende, “Kin ve öfke dolu bir toplum inşa etmek isteyenlere karşı direnen öğretmenlere sahip çıkmak öğrencilerin ve ailelerinin görevidir” denildi
07 Mayıs’ta görev yaptığı okulda öldürülen öğretmen İbrahim Oktugan için gerek ülkemiz gerek Gebze’de öğretmenler ders bırakıp sokağa çıkarken gerek kamu, gerekse özel eğitim kurumlarında bir dizi anma etkinlikleri de düzenlendi. Özel Mektebim Koleji Gebze Kampüsü’nde de Oktugan’ın anıldığı, eğitimde şiddetin kınandığı bir etkinlik gerçekleşti. Törene Mektebim Koleji Gebze Kampüsü kurucusu İsmail Yaşar ile birlikte idareciler, öğretmenler ve öğrenciler siyah giyinerek katıldı. Öğrenciler hazırladıkları döviz ve pankartlarda, ‘Eğitime ve öğretmene şiddete dur’ mesajı verdi. Törende okulun coğrafya öğretmeni Uğurcan Karadeniz günün anlam ve önemine dair bir konuşma yaptı. Karadeniz, “Tahammülsüz, hoşgörüsüz, kin ve öfke ile dolu bir toplum inşa etmek isteyenlere karşı direnen öğretmenlere sahip çıkmak öğrencilerin görevidir. Sadece öğrencilerin değil ailelerin de görevidir” dediği konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
“Son zamanlarda iyice artan şiddet olayları ile sarsılmaktayız.
Bir öğretmen, görevini yaparken kalleşçe katledildi. Bu acı olay, sadece bir insanın değil, aynı zamanda bir toplumun vicdanını sarsmıştır. Bir öğretmenin yaşam hakkına yapılan bu saldırı, sadece bir bireyin değil, aynı zamanda eğitimin kutsallığına yapılmış bir saldırıdır.
Öğretmenler, toplumun en değerli varlıklarıdır. Onlar, gelecek nesillerin yetişmesinde önemli rol oynarlar. Ancak, ne yazık ki, öğretmenlerimize karşı artan şiddet olayları endişe vericidir. Bir öğretmenin kalemle, kitapla ve bilgiyle mücadele ettiği bir dünyada, silahın ve şiddetin yeri olmamalıdır.
Toplumda veya kişilerin ruhunda oluşan şiddet eyleminin altında elbette tek bir sebep yoktur.
Fakat bunun altında yatan en büyük sebep olarak cehalet ve empati duygusundan yoksunluk gösterilebilir.
Öğretmenlik tüm mesleklerin temelini oluşturan en saygıdeğer meslektir.
Öğrenciler öğretmenleri için çok kıymetlidir.
İyi insan yetiştirmek öğretmenin birinci görevidir ve bizler bu mesleği icra ederken hiçbir maddi karşılıkla tatmin duygusuna erişmeyiz, bizim en büyük tatmin duygumuz saygı görmek, değer görmek ve öğrencilerimizin hayatlarına olumlu dokunabilmektir. Öğrencilerimizi kendine ve topluma faydalı mutlu bireyler olarak yetiştirebilmek eğitimcilerin en büyük beklentisidir.
‘Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ sözündeki mana öğretmenin fedakârlığının karşısında görmesi gereken değerin büyüklüğünü anlatmaktadır.
Eğitimciler köle yetiştirmez, sevgi ve insanca yaşamı inşa edecek bireyler yetiştirir.
Bizler okul, ders, eğitim, okumak derken asıl meselemiz cehaletten uzak kalmaktır. Eğitimli olmak, bilinçli olmak, öğrenmek, kendini geliştirmektir. Kendini geliştirmiş ve gerçekleştirmiş birey kinden, şiddetten, kabalıktan uzak olur. Öğretmenin yaptığı işi hafife almak geleceğimizi hafife almaktır.
Biz bugün yaşanılan bu üzücü olayı sıradanlaştırmamak ve tekrarları yaşanmasın diye ses çıkarmaktayız. Bu ses hepimizin sesi olmalıdır. Çünkü burada katledilen sadece bir insan, bir öğretmen değildir. Yarınlara olan inanç, yaşama yüklediğimiz anlam ve insanlığa olan güven katledilmiştir.
Tahammülsüz, hoşgörüsüz, kin ve öfke ile dolu bir toplum inşa etmek isteyenlere karşı direnen öğretmenlere sahip çıkmak öğrencilerin görevidir. Sadece öğrencilerin değil ailelerin de görevidir.
Sevgiden, hoşgörüden, kucaklaşmaktan zarar geldiği görülmemiştir. Bugün yaşanan bu olaya sessiz kalmak yarın bir yakınımıza veya bizlere sıra geldiğinde içimizi daha büyük yakacak. İnsanı insan yapan en büyük duygu empati duygusudur. Kendimizi karşımızdakinin yerine koyarak duygularımızı ve düşüncelerimizi kontrol altında tutabiliriz.
Sesimizin duyulması, söylenenlerin anlaşılması ve yaşanan bu acı olayların unutulmamasını umut ederek hayatı elinden alınan İbrahim Oktugan hocamızı saygı ve rahmetle anıyoruz.”