
“KALANLAR” MEYDANDAN HAYKIRDI Bu düzeni ret ediyor Gebze’de 1 Mayıs istiyoruz
Gebze’de 1 Mayıs GSB’siz, Gebze’de kalanlarla kutlandı. Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri'nin ortak metninde, “Bu emekçi düşmanı, bozuk düzeni ret ediyoruz” denilirken kurumsal açıklamalarda Taksim’e selam gönderilip, “1 Mayıs seneye Gebze’de kutlansın” denildi
Gebze’de 1 Mayıs, konfederasyon ve genel merkez direktifiyle Marmara Bölgesi’nde İzmit ve Bursa ile Anayasa çiğnenerek yasaklanan Taksim’e yayılan Gebze Sendikalar Birliği bileşenlerinin yokluğunda, hiçbir yere gitmeyip Gebze’de kalanlarla kutlandı. Benzer durum 2010’da Taksim yasağının kalkmasıyla yaşanmış ancak o yıl tüm Gebze Taksim’e akmıştı. Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri çatısındaki kutlamanın ortak metninde. “2024 1 Mayıs’ında da önceki 1 Mayıslarda olduğu gibi yine Gebze’de alanda Gebze 1 Mayısından haykırıyoruz: Bu emekçi düşmanı, bozuk düzeni ret ediyoruz. 1800’lerden Haliç Tersanesine, Saraçhane Mitinginden Kavel’e, SEKA’dan Tekel’e ret ettiğimiz gibi. Agrobay’dan Özak’a, Trendyol’dan Corning’e, kamu işçilerinden Mersen’e insanca bir yaşam istemeye devam ediyoruz” denildi. Corning grevi sonrası işten çıkartılan Dilara Polat tarafından okunan açıklamanın ardından alfabetik sırayla partilere ve STÖ’lere mikrofon verildi.
Sırasıyla CHP Gebze İlçe Başkanı Gökhan Orhan, DEM Parti Gebze İlçe Eşbaşkanı Ömer Yıldız, Emek Partisi Gebze İlçe Başkanı Yusuf Akar, Türkiye İşçi Partisi Gebze İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Ali Tekdal, Toplumsal Özgürlük Partisi Gebze İlçe Sözcüsü Fatih Kaçar, Birleşik Emekliler Sendikası Gebze Şube Başkanı Selçuk Süzen, Gebze Demokratik Alevi Dernekleri Sözcüsü Ali Süzen açıklamalarında şu görüşlere yer verdi:
CHP GEBZE İLÇE BAŞKANI GÖKHAN ORHAN
“Gebze Kent Meydanı artık bir simgedir. Gebze emeğin, alın teriyle akın terinin birbiriyle harmanlandığı bir emekçi kentidir. O yüzden Gebze’de koşullar ne olursa olsun her zaman alanlarda, meydanlarda hakkımızı hukukumuzu savunmaya ve mücadeleye devam edeceğiz.
İşçi sınıfının emek ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı maalesef bu yıl da dilediğimiz gibi Taksim Meydanı'nda büyük coşkularla kutlayamadık. İktidarın, idari mülki amirin anayasa kararına rağmen hala yasağı kaldırmama kararı tamamen siyasidir.
Emeğin başkenti demek yanlış olmaz Gebzemiz için. Büyük bir işçi potansiyeli bulunan bu kentte işçi emeklisi bir babanın evladı olarak tüm taleplerinde, haklı direnişçilerinde her zaman yanlarında omuz omuza mücadeleye hazırız tüm işçilerimizin ve emekçilerimizin tüm sıkıntılarını biliyoruz. Patronlar, işverenler toplu sözleşmeleri ortadan kaldırma, örgütlenmeyi engelleme hedefiyle işçi sendikalarına saldırıyor. İşçi sınıfının mücadelesini yasa dışı kılmak amacıyla grev ve örgütlenme hakkı sınırlanıyor, hatta inkar ediliyor. Tüm bu sömürünün karşısına ancak örgütlü Bir güçle dikilebiliriz.
Unutmayalım ki 1 Mayıs toplumsal muhalefetin bir kazanımıdır. Sadece bayram değildir 1 Mayıs. İşçinin 77 yılında canını ortaya koyduğu, sınıfsal mücadelenin en somut devrimidir. En kalbi duygularımla sınıfsız, sömürüsüz, aydınlık bir yeryüzü dileğiyle tüm işçi sınıfının Uluslararası 1 Mayıs Emek ve Dayanışma gününü kutluyor, Kemal Türkler başta olmak üzere 1977 1 Mayısında hayatını kaybeden yurttaşlarımızı rahmetle anıyorum. Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın haklı direnişimiz! Yaşasın örgütlü mücadelemiz.”
DEM PARTİ GEBZE İLÇE EŞBAŞKANI ÖMER YILDIZ
“136 yıl önce Amerika’da tekstil işçilerinin başlattığı bu onurlu mücadelenin mirasçıları olarak bizler bugün alanlardayız, alanlarda olmaya devam edeceğiz. Bugün Taksim’de 10 yıldır süren bir kuşatma, ablukaya rağmen halklarımız alanlara indi. Gerekli direnişi sergiliyorlar. Buradan Taksim’deki yoldaşlarımıza, arkadaşlarımızı sevgilerimizi, saygılarımızı sunuyoruz.
İktidarın bu tecrit kuşatmalarına da buradan bir kez daha tepki gösterip kınıyoruz.
Bugün Türkiye’de birçok sorun var. Başta da işçilerin sorunu. TÜİK’in resmi rakamlarına göre bugün Türkiye’de 720 bin çocuk işçi çalıştırılmaktadır. Birçok işçi sağlıksız koşullarda, güvencesiz sigortasız ortamlarda çalıştırılmaktadır. Mülteci konumunda olan birçok işçi yanarak can vermektedir ve bunların hiçbirinin hesabı sorulmamaktadır. Biz de bu alanları terk etmeyeceğiz. İşçilerin, yoldaşlarımızın haklarını sonuna kadar savunacağız. Biji yek gulan. Yaşasın 1 Mayıs.”
EMEK PARTİSİ GEBZE İLÇE BAŞKANI YUSUF AKAR
“Bu yıl 1 Mayıs’ı biraz buruk kutluyoruz. Çünkü işçi sendikalarımız, genel merkezlerinin kararıyla İzmit, Bursa ve Taksim’e gittiler. Oysa ki Gebze emeğin başkentidir. Buradan şunu ilan ediyoruz sendikalarımıza da. Bir yıl sonra emeğin başkentinde 1 Mayıs’ı kutlayın. İşçinin 1 Mayıs’ı Gebze’de gerçekleşiyor çünkü.
Ve bugün 12 Eylül Anayasası’nı yok etmek, kaldırmak isteyenler, özgürlükçü Anayasa diyenler bugün Taksim’de nasıl bir Anayasa istediklerini gösterdiler. Tek adam diktatörlüğü işçilere maalesef Taksim’i kapattı. Ve biz yeniden direneceğiz. Taksim elbette işçilerin, emekçilerin mücadele alanı olacak. Taksim elbette 1 Mayıs alanı olacak. Ama biz bütün Türkiye’yi 1 Mayıs alanı yapacağız. Bütün Türkiye’yi Taksim alanı yapacağız.
Bugün Ortadoğu’da oynanan oyunları çok net görüyoruz. Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmeye çalışan emperyalistlere karşı mücadelemizi Denizler gibi yapmalıyız. Nasıl ki Filistin’e gidip mücadele ettilerse nasıl İsrail barbarlığına, ABD emperyalizmine karşı mücadele ettilerse bugün de 6’ncı Filo’yu unutmayın diyeceğiz ve Ortadoğu’yu emperyalist odaklardan uzaklaştırana, halkların kardeşliğini oluşturana kadar mücadeleyi yükselteceğiz. Onun için ‘ABD, Ortadoğu’dan defol’ diyoruz. Her yer Taksim her yer direniş,”
TİP GEBZE İLÇE YK ÜYESİ ALİ TEKDAL
“1 Mayıs her ne kadar bir bayram olsa da bizim için aslında henüz gelmemiş bir geleceğin sözüdür. Bugün Türkiye’de işçi sınıfı; fabrikalarda, tarlalarda, mağazalarda günde 12 saat çalışarak hayatını sürdürmek için çabalarken karşısında bulduğu açlık, sefalet ve yoksulluktur. Elinden çalınan emeğidir. Evde çocuklarıyla geçirmek yerine iş yerine hapsolduğu saatleridir; hayatında en değerli olan şeyi yani zamanıdır.
Son 22 yılda Türkiye’deki servet açığı tarihinin en yüksek seviyesine gelmiştir. İşçiden çaldıkça zenginleşen patronlar rant ve talan yoluyla ülkenin tüm değerlerini katletmiş, ormanlarını siyanüre, gençlerini işsizliğe, emeklilerini açlığa mahkum etmiştir. Biz yoksullaşırken; biz hayatımızı verirken, İliç’te madende ölüme terk edilirken, Tuzla tersanelerinde iş cinayetlerinde öldürülen, MESEM adlı sömürü projesinde henüz çocuk yaştaki kardeşlerimizi kaybederken zenginleşenlerin, semirdikçe semirenlerin kim olduklarını çok iyi biliyoruz.
Ve biliyoruz ki onlarda bizim kim olduğumuzu çok iyi biliyorlar. Çünkü bizim tarihimiz; işçi sınıfının uluslararası mücadele tarihi, çelik bir iradenin, yenilmez direnişlerin tarihidir. Bundan 100 yıl önce olduğu gibi bugün de sendikalaşacağız, toplu iş sözleşmesi masalarına işçi sınıfının örgütlü gücüyle oturacağız diye ödleri kopuyor ve kopmalı! Çünkü en iyi onlar biliyor birleştiğimizde önümüzde hiçbir engelin duramayacağını, hiçbir barikatın örgütlü bir halkı durduramayacağını.
Bugün Mersen’de toplu iş sözleşmesi ve sendikalaşma haklarını talep eden işçi dostlarımızın grevi devam ediyor. Onurlu direnişlerini selamlıyoruz. Onların mücadelesi ekmeğini kaybetmek pahasına şalteri indiren, kontak kapatan, ‘Eşitlik istiyoruz’ diyen daha nice işçinin mücadelesi gibi Türkiye’nin aydınlık tarihini yazıyor, geleceğin sınıfsız ve sınırsız dünyasını örüyor. Onların mücadelesi bizden çalınanları mutlaka ama geri alacağımızı, hayatımızı bir avuç zenginin sermayesi için feda etmeyeceğimizi ve belki de en önemlisi, kendi geleceğimizi tayin etme hakkını yine kendi irademiz altına alacağımızı bize hatırlatıyor.
‘Dünyanın tüm işçileri birleşin’ şiarıyla 1 Mayıs’ı kutlarken Siyonist soykırımına karşı mücadele eden Filistin halkını selamlıyoruz. Liberal demokrasi naraları atan emperyalistlerin maskeleri artık düşmüş, tüm dünyanın proleterleri düşmanlarını en açık haliyle görmüştür. Türkiye’de işçinin sırtından zenginleşen egemen sınıfların küresel ölçekte kiminle saf tuttukları, kiminle ticari ortaklıklar yaptıkları artık apaçık önümüzdedir. Ezilen ulusların sömürgeciliğe karşı mücadeleleri işçi sınıfının ortak mücadelesidir. Dün olduğu gibi bugün de ‘Ya sosyalizm ya barbarlık’ diyoruz. Selam olsun direnen Filistin halkına, dünya işçi sınıfına.”
TÖP GEBZE İLÇE SÖZCÜSÜ FATİH KAÇAR
“Selam olsun işçi sınıfının kalbine, 15-16 Haziran büyük işçi direnişini başlatanlara, Farplas’tan Corning’e Nedex Kimya’dan halen grevdeki Mersen işçilerine. Tarihi grevler, şanlı direnişler tarihi olan, işçi sınıfının çelik yumruğunu sürekli patronlara gösteren ve Türkiye’nin her yerinde işçi mücadelesine ışık tutan Gebze işçi sınıfına selam olsun.
Emeklileri ya açlıktan ya da hastalıktan ölmeye mahkûm ettiler. İnsan onuruna yakışmayan bir ücretle sefalete sürüklediler. Açlığa mahkûm ettikleri emeklileri çalışmaya mecbur ediyor, ücretli köle olarak sömürmeye devam ediyorlar.
Bugün burada bulanın kadın işçiler eşit işe eşit ücret talep ediyorlar. Fabrikalarda, depolarda her gün mobinge, şiddete, tacize karşı direnişlerin en önünde mücadele ediyorlar.
İşçilerin milli gelirden aldığı payı her gün azaltan patronlar ceplerimizden çaldıklarıyla servetlerine servet katıyorlar. Zenginler daha çok zenginleşiyor, yoksullar daha da yoksullaşmaya devam ediyor. Patronlarla işçiler arasındaki ekonomik uçurum her geçen gün daha da büyüyor.
Bu iktidar patronların iktidarıdır. Bu iktidar bizlerin kanıyla besleniyor. Canımız pahasına çalışıyoruz. Patronlar için yaşamlarımız, ucuz maliyet olarak görülüyor.
Her gün bu ülkede işçiler bir savaşta ölür gibi kaza süsü verilen iş cinayetlerinde yaşamlarını yitiriyor. MESEM adı altında, çocuk işçiler ölüyor.
1 Mayıs’ta alanlardayız. Kendi alanlarımızda, coşkumuzla, üretimden gelen gücümüzle bu açlık, yoksulluk, sefalet düzenini, patronların zenginliklerine zenginlik katan düzene dur diyeceğiz.
Şu çok ortadır ki bizim bizden başka kimsemiz yok.
8 Mart’ta kadınlar yaşamlarını savunmak için, Nevruz’da Kürt halkı onuruna sahip çıkmak için sokakları doldurdu. 31 Mart’ta Asır Plastik’ten
Özak’a direnen işçiler, halktan halka dayanışma köprüsünü kuran yurttaşlar iktidara kaybettirdi.
Bugün bizler Gebze 1 Mayısından Taksim 1 Mayısına tüm direnenleri selamlıyoruz. En dibe itilip ezilip çalışılan yoksullar, işçiler, Aleviler, Kürtler, kadınlar, gençler yani tüm direnenlerin mücadelesini ortaklaştıracak Demokratik Cumhuriyeti kuracağız. Halkın direnişinin içinde, en önünde, adil, eşit ve demokratik bir cumhuriyeti birlikte kuracağız.”
BES GEBZE ŞUBE BAŞKANI SELÇUK SÜZEN
“1 Mayıs İşçi Bayramı, Emek ve Dayanışma Gününde ülke gerçeği şudur. Büyük çoğunluğu 17 bin 2 TL asgari ücretle yaşam mücadelesi veren işçiler ve 10 milyona yakın, 10 bin TL emekli maaşı ile açlığa sürüklenen emeklilerin alınteri, emeği hiç edilmiş, yok sayılmış, emekçi ve emekliler, sefalete sürüklenmiştir.
Buna rağmen 2024 yılı, emekli yılı ilan edilmiş, enflasyona ezdirilmesi söz konusu bile olamaz denilen, emekli kesime ise müjde verilerek 2024, emekli yılı ilan edilmiştir.
2024 emekli yılının halaylarla, zılgıtlarla, davul ve zurnalar eşliğinde, yıl boyunca coşku ile kutlaması beklenmiştir.
THY Genel Müdürü 1 milyon 400 bin TL güncel maaşı ile ödüllendirilirken bir emekli vekilin aylık maaşı 230 bin TL, 10 bin TL maaş alan bir emeklinin, bir yıllık emekli maaşı 120 bin lira, asgari ücretlinin bir yıllık maaşı 170 bin TL ile karşılık bulmuştur.
Gelir adaletsizliğinin daha güzel bir anlatımı ise emekli ve asgari ücretlinin maaşına talep edilen zamların, bütçeyi alt - üst edip, ekonomiyi batırma riskidir.
Sabır ve şükür ile telkin edilen emeklilerimize periyodik temmuz zammı, asgari ücretli işçi kardeşlerimize ise, 0cak 2025 tarihine kadar zam yapılmayacağı, duyuru niteliğinde ki haber, verilmiştir.
Kısa ve özlü anlatmaya çalıştığım, diğer adı ile tarihi anekdotun, hafızalardan silinmesi mümkün değildir. Bizzat yaşayarak, zaten, hafızlara kazınmış, tecrübe edilmiştir. Yıl üstüne, her yıl kötüleşen maaş artışları ile fakirleşen, ekmeğe muhtaç hale gelen emekli ve asgari ücretli, omuz omuza 1 Mayıs’ta meydanlara inecek, sömürüye hayır diyerek haykıracak, emeğin karşılığını almak için mücadele ederek emek ve dayanışma günününü kutlayacak. Yaşasın 1 Mayıs.
DEMOKRATİK ALEVİ DERNEKLERİ SÖZCÜSÜ ZEKİ ÜREN
“Bu sene bu ülkede Cumhuriyet denilen bir rejimin 100’ncü yılı kutlandı. Çok vahim. 1923’de kurulan bu devlet bu ülkede yaşayan halkları Alevileri, inançlı Alevileri, Anayasa’ya almadı. Anayasal vatandaşlık hakkımız yok. Biz bu ülkede 100 yıldır eşit yurttaşlık hakkı istiyoruz. Bu coğrafyada yaşayan Aleviler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Gürcüler bu toprağın esas sahibidir. Bu vatanın, bayrağın ortak sahibidir. Ama 20 milyon Alevi’nin varlığını inkâr edeceksiniz. Bunların vergilerini alıp Diyanet’e vereceksiniz. Diyanet’in bütçesi de altı bakanlığın bütçesi. Cami imamının maaşı 43 bin TL. Emekli alıyor 10 bin TL. Emekli, cami imamının arkasında namaz kılıyor.
Evet bizim bu ülkede 100 yıldır hakkımız inkar edildi. Biz Koçgiri’de, Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da, Gazi’de katletildik. Dolayısıyla bu devlet bize borçludur. Yeni Anayasa yapacağız diyorlar. Buyurun yapalım da Lazlar’ı, Gürcüler’i, Kürtler’i, Çerkezleri ve Alevileri de bu Anayasaya ortak edelim. Çünkü hepimizin dedeleri babaları Gelibolu’da, Sakarya’da, Çanakkale’de şehit düştü. Biz onların torunları, bu ülkenin sahipleriyiz. Alevileri, Kürtleri, Lazları dışlayarak ırkçı bir devlet olmaz arkadaşlar. Cumhuriyet halklara aittir. Değişik inançlar, Anadolu halklar topluluğudur. Bu bizim zenginliğimizdir. Biji yek gulan.
GEBZE EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ
“Bugün Saray rejimi, sermayeyle kolkola verip emek sömürüsüne, şiddete ve ayrımcılığa dayalı bir düzen kurmuştur. Karşımızda halkı bilinçli bir şekilde yoksulluğa sürükleyen, devletin dört bir yanını yolsuzluklar ile kuşatan, tüm emekçileri yoksulluğa, açlığa ve barınma krizine mahkum etmeye çalışan bir sermaye düzeni ve sermaye iktidarı var.
Halkın yoksulluk sınırının altındaki ücretlerle, gün yüzü görmeden mesai yapıp evine ekmek götürmeye çalıştığı, emeklilerin açlık sınırının altında hayatta kalmak için savaştığı bir tabloda patron iktidarı şatafata doymuyor. Yüz binlerce liralık saatleri bileklerine geçiren, ıstakozlu sofralarda ve lüks saraylarda siyaset yapan muktedirler, ‘Kemer sıkma’ adı altında halkın kaynaklarına, emekçilerin kazancına göz dikiyor. Devletin dört bir yanı yolsuzluk ve rant sarmalı ile kuşatılmışken ekonomiden sorumlu olanlar meydanlarda, ‘Kamuda tasarruf’ masalları anlatıyor.
Diğer yandan ise bölgemiz ve dünyada halkların zenginliklerini paylaşmak için birbiriyle dalaşan emperyalistlerin faturasını milyonlarca halk; savaş, göç, yoksulluk, açlık ve ölüm ile ödüyor.
Savaş halklara daha çok ölüm, daha çok yoksulluk ve ağır yaşam koşulları olarak geri dönerken Siyonist İsrail’e silah, mühimmat, yiyecek taşıyan gemiler ile ticareti sürdüren iktidarın iki yüzlü politikasını gösterirken fabrikalarda işçiler Filistin halkının yanında olmaya devam ediyor.
Halkın cebinden, emeğinden alınan her kuruşu sermayeye aktaran ve krizin faturasını halka kesmeye çalışan iktidarın da işçilere insanca bir çalışma düzenini çok gören patronların da, sermaye düzeninin de karşısında duruyoruz. Cemaat, tarikat fetvaları ve iş birliği ile çocukları, gençleri, kadınları karanlığa, şiddete mahkûm etmeye çalışan düzenin karşısında duruyoruz.
Ve hepimiz görüyoruz ki artık bu sermaye ortaklı gerici iktidar bloğu güç kaybediyor. Halk seçimlerde olduğu gibi, seçimlerin hemen ardından burada da meydanlarda onlara gereken cevabı veriyor. Servetine servet katan vahşi kapitalist düzen emekçi ve halk düşmanıdır. Adaletsizlik ile bezeli düzen, işçilerin ve emekçilerin, halkların birlikte mücadelesi ile yok olacaktır.
İşte mücadelemizi tamda bugünlerde büyütmenin önemi yeniden ortaya çıkmıştır.
Gerici iktidar bloğu sona yaklaşırken bizler bu ülkenin emekçileri, emeklileri, üretici köylüleri, işçileri, kadınları, gençleri olarak dayanışmamızı daha da güçlü tutacağız. Fabrikalarda, limanlarda, atölyelerde, liselerde, kampüslerde, mahallelerde ve meydanlarda sesimizi yükseltecek, yoksulluğa ve sömürüye karşı örgütlenecek, söze emekçilerin söylediği bir düzenin temellerini hep birlikte atacağız. Emekten, kardeşlikten ve özgürlükten yana bir düzeni, insanca bir yaşamı savunmaya devam edecek ve mutlaka kazanacağız.”
FOTO GALERİ
DETAY HABER
GEBZE’DE KAN ANOSLU, DERLEMELİ 1 MAYIS
Zam üstüne zam yapar. Saraydaki tok emekli aç yatar
Gebze’de GSB’siz 1 Mayıs beş + bir parti, üç STÖ ile kutlandı. İki kısa yürüyüşe slogan yasağı, kısmen delindi. Bir işçi annesi için kan anonsu yapıldı. Mitinge “Onun bir sevdiği var”dan derleme damga vurdu. “Zam üstüne zam yapar…”
https://www.gebzeemek.com/haber/emek/zam-ustune-zam-yapar-saraydaki-tok-emekli-ac-yatar/827.html