
ŞİİRLE ROMAN ARASI BİR YOLDA, ÖYKÜLER… Söz sanatının erken kanatlanmış yavruları
14 Şubat Dünya Öykü Günü, Kadıköy Barış Manço KM’de bir hafta önceden karşılandı. Tahir Şilkan, Ayla Kutlu’nun hazırladığı bildiriyi okudu: “Öyküler; şiirle roman arası bir yolda yürüyen, söz sanatının erken kanatlanmış yavrularıdır.”
14 Şubat Sevgililer Günü aynı zamanda Dünya Öykü Günü olarak kutlanıyor. Uluslararası Ankara Öykü Günleri Derneği Genel Başkanı Özcan Karabulut “Sait Faik, ‘Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey’ diyor. Biz, ‘Paylaştıkça, çoğaldıkça bir anlam kazanır’ diye ekledik ve Sait Faik’in bu sözünden hareketle Dünya Öykü Günü’nün kutlanacağı gün olarak 14 Şubat’a karar verdik.” (Evrensel Gazetesi / Şennur Sezer – 14 Şubat 2014)
14 Şubat Dünya Öykü Günü, Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde bir hafta önceden karşılandı. Açılışta yazar Tahir Şilkan, yazar Ayla Kutlu’nun kaleme aldığı, “Türkiye Yazarlar Sendikası Dünya Öykü Günü Bildirisi”ni okudu. Bildiriden sonra Yaşar Kemal, Aziz Nesin, Adnan Özyalçıner'in öyküleri seslendirildi. Etkinliğe yüzün üzerinde sanat insanı ve sanatsever katıldı. Özetle, “Öyküler; şiirle roman arası bir yolda yürüyen, söz sanatının erken kanatlanmış yavrularıdır” denilen bildirinin tam metni şöyle:
“İnsan, doğduğu anda aldığı ilk soluğun ardından attığı çığlıkla “yaşıyorum” mesajını iletir: Dünyanın en yalın, en kişiye özgü, çevresine umut dağıtan ilk öyküsüdür bu. Doğmak ve yaşıyor olmak tükenmeyen bir öyküdür.
Zaman, doğa, toplumsal değerler, yakınlarımız, içimizde köklenen ilişkiler, inançlar, sorunlar…
Dahası, duyguların bağlaşmasından gelen olumlu, olumsuz birikimler, içsel çelişkiler…
Ve eklenebilecek daha pek çok şey, öykünün kaynakları olabilir.
İnsanlık hallerini düşünsel ve duygusal algı sınırlarının sonuna kadar yorumlayan öykücü; yansıtma yeteneğiyle birlikte, özenli dil, farklı anlatım biçimleri, inandırıcı kurgu ile öykü sanatının emekçisi olarak kendi farklı dünyasını yaratır.
Öyküyü; anlatı konularıyla, sınırları en geniş yazın türü olarak niteleyebiliriz. En oylumlu metin olarak nitelendirilen roman, teknik kurgusu yönünden öykülerden oluşan bir bileşimdir.
Bu sanat, insanlığın her çağında var olan şeylerle; varsayılan kurgusallıkları kapsadığı gibi; canlı cansız, gerçeküstü, yalın gerçekleri de duygusal yönden derinleştirir. Yalnız yazarını değil, gözüne ve oradan içsel dünyasına ulaştığı okuru da sıradanlıktan çıkarır.
Genellikle küçük oylumlu sayılan bu yazın türünün yaşamımızdaki yerini senede bir gün toplumsal etkinlikle onurlandırmayı, anlamlı bir değerbilirlik olarak nitelendiriyor, bu yolda harcanan emeklerin sahiplerine saygılarımı sunuyorum.
Metinlerin gözümüzün önünde sıradan işaretlermiş, harflermiş, sözcüklermiş gibi sessiz ve onurlu duruşlarından; yaşam boyu yorumlanacak duygulanımlar yaratanlara, yazının içerdiği “saklı cevher”i üreten sanatçılara ve okurlara ne mutlu. Gün bizlerin…
Yüreğin bir ince dalı var ki, Öyküler sürgit titretecektir. Yazarın emeği, yeni olay, algı, yorum ve anlatımla bütünleştiğinde; bilinen şeylerin başka yüzlerini keşfetmenin coşkusu, okura bir armağan olarak yansır. Dahası…
Öyküde insanları tiryaki kılmak gibi bir özellik de vardır. Bu yüzden öykücüler, kuşaklar boyunca yeni anlatımları sanat dünyamıza sunarak, algımızı yüceltir, derinliğimizi artırırlar. Her yaştaki insanı etkileyen bu dal, onu daha duyarlı olmaya yönlendiren içerikleriyle; yaşamın her aşamasında okurun özlediği/ özleyeceği lezzeti sunarak; uzun- kısa, acı-tatlı, örseleyici yahut onurlandırıcı içerikleriyle…
Ödüldürler. Paylaşıldıkça; bireyin, halkların, insanlığın ortak mirası olan dillerin sahipleneceği bu armağanlar kuşaktan kuşağa aktarılma onurunu kazanırlar. Söz denen yoğun cevher, kendini sürekli üretip renklendiren zihinsel güçle birleştiğinde, billur bir kaynak gibi canlı ve coşkulu yeni gönül şenlikleri oluşturur. Söz sanatının erken kanatlanmış yavrularıdır öyküler, Engin özgünlükler yaratan duygularla, Çatlayan tohumu, belleğimizin şiirle roman arası bir yolda yürür. Bin bir kez çeşitlenir.
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını arkada bırakırken, 14 Şubat Dünya Öykü Günü’nü var edenlerle yaşatanları kutluyorum.”