
KENTLİLİK PROJESİNİ İLK MAYA GRUP’TA ANLATTI Kurtuluş Savaşı Gebze’den başladı!
İl Kültür ve Turizm eski Müdürü Ercan Yamen, Gebze’de kentliliği ve kentin tanıtımını öne alan projesini Gebzespor’un da basın partneri Maya Grup’tan müthiş iddiayla başlattı: “Kurtuluş Savaşı resmi olarak Samsun’dan, öncesinde Gebze’den başladı.”
“Kurtuluş Savaşı resmi olarak Samsun’dan başlamış olmakla beraber daha öncesinde Gebze’den başlamıştır. İddia ediyorum. Tarihçi birisi çıksın. Aksini iddia etsin ve araştırsın…”
Bu iddialı sözlerin sahibi İl Kültür ve Turizm eski Müdürü Ercan Yamen, Gebze’de kentliliği ve kentin tanıtımını öne alan projesini Gebzespor’un da basın partneri Maya Grup’tan hayli iddialı söylemle başlattı: “…Çünkü şunu biliyoruz. Atatürk Gebze’ye, Tavşancıl’a çok güvendiği bir insan olan Yahya Kaptan’ın yanına gelmiştir. Atatürk, Nutuk’ta da Yahya Kaptan’a çok uzun yer vermiştir. Genç, Makedonya doğumlu, Kuvayi Milliyeci, Tavşancıl’da yerleşmiş bir komutan olan Yahya Kaptan ile defaten gizli toplantılar, kurtuluş planları yaptı.
O dönem Ermeni, Rus çeteleri ile yabancı istihbarat güçleri var. Yahya Kaptan çok genç yaşta, Tavşancıl’daki evinin önü önünde vurularak öldürüldü. Ölümü hala Fatih Sultan Mehmet’in ölümü gibi şüphelidir.
Gebze Bölgesi o zamanlar çok ormanlık. Yahya Kaptan, Anadolu’ya çıkmak isteyen Atatürk’e, ‘Paşam, bekle. Ağaçlar yeşersin’ diyor. Kaybolmak daha kolay olur.
O bekleme sürecinde araya birileri giriyor. Vahdettin tarafından resmi emir çıkıyor. Samsun üzerinden yola çıkıyor.
Ali Fuat Paşa, 20’nci Ordu Komutanı olarak Konya’da idi. Atatürk zaten Ankara’dan önce Konya veya Kayseri’yi başkent yapmak istiyor. Erzurum’da da 15’nci Ordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa var. Atatürk kendisini böyle bir güvenlik içinde hissederek yola çıkıyor.
Kurtuluş Savaşı’nın Gebze, Kocaeli’den başladığı çok fazla konuşulmuyor, okullarda da anlatılmıyor.
Kurtuluş Savaşı’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmasıyla birlikte başladığı bilgisi, doğrudur. Ancak eksik bilgidir.
Atatürk, Anadolu’ya geçmeyi yıllardır düşünüyordu. Ve planı gereği, karayolu ile olacaktı. Ve bu amaçla Gebze’ye defalarca gelmiştir.”
DÖNEMİN BASINI, İKİ TÜRLÜ…
‘Atatürk’ün unvanı yok’ diyen
Ali Kemal’i İzmitliler linç etti
Av Köşkü’ne değer katan diğer önemli bir özellik ise M. Kemal Atatürk’ün 16 Ocak 1923 de ilk basın toplantısını burada yapmasıdır. Basın tarihinde önemli bir yere sahip olan bu toplantıda, Atatürk, Cumhuriyet'i kurma fikrini ilk kez dile getirmiş, cumhuriyet ile ilgili temel düşüncelerini basın ile paylaşmıştır. Halen bu tarih Basın Onur Günü olarak kutlanmaktadır… (Kaynak: Kocaeli Valiliği sitesi)
Atatürk’ün ilk ve tek basın toplantısını düzenlediği Av Köşkü’ne dair; “Abdülaziz ava çok meraklı. İzmit’teki köşkün adı onun için Av Köşkü’dür, öyle de bilinir. Tepede kurulmuştur ve altında muhtemelen bir Roma Sarayı vardır. Bu tepelere, tümülüs deniyor. O tümülüslerin altında ya bir saray mezarı veya yapısı var. Saat kulesi, Abdülhamit’in tahta çıkışının 25’nci yıldönümünü şerefine yaptırılmıştır” deyip köşkü Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda çok kullandığını kaydeden Yamen şöyle devam etti:
OSMANLI’NIN SON DÖNEM PAŞALARI
“Cumhuriyet’in kuruluşunda iyi yetişmiş, savaşı ve bürokrasiyi bilen paşaların çok büyük emeği var. Osmanlı’nın son döneminde yetişen paşalar. Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaştığı zamanlarda Sakallı Nuri Paşa burada hem vali, hem komutan ve Atatürk’ün arkadaşlarından…
Artin Kemal lakaplı Gazeteci Ali Kemal. Kurtuluş Savaşı’na sürekli karşı çıkıyor. ‘Kurtuluş Savaşı’na gerek yok. Amerikan Mandası’na boyun eğelim, bunu başaracağımız yok’ diyor. Hatta haddini aşarak, ‘Mustafa Kemal’in resmi hüviyeti yoktur. Dikkate almayın. Karşılamanız gereksiz, unvanı yok’ diyor.
Atatürk de o dönem İstanbul’un bıçkın çocuklarını kaydına almış. Tek tek hepsini ziyaret ederek Kurtuluş Savaşı’na çağırıyor.
CANBAZ MEHMET’İN
100 FİLMİNİ YAPARLARDI
İngiliz işgalinde, Topkapılı Cambaz Mehmet var mesela. Atatürk’ün askerlerinden, ajan olarak büyük hizmetlerde bulunuyor. Başka bir ülkede yaşasa 100 filmini yaparlardı. Ama ne yazık ki ülkemizde değerlerimizin kıymetini fazla bilmediğimizden sözü edilmez.
BAŞİSKELE, SERVETİYELİ “SOYTARI” MUSTAFA
Soytarı Mustafa var. Başiskele, Servetiye’de. İnanılmaz bir adam. Ajan, herkes ‘Kendini bir şey zannediyor’ diye ‘Soytarı’ diyor. İnsanları şaklaban gibi güldürüyor ama büyük kahramanlıkları var. O hali, bir kamufle.
NURETTİN PAŞA, ALİ KEMAL’İN
LİNÇ EDİLECEĞİNİ BİLİYOR MUYDU?
Ali Kemal’i daha sonra yakalıyorlar. Ankara’ya mahkemeye götüreceklerini söylüyorlar ama ne yazık ki İzmit Tren Garı’na, ‘Nurettin Paşa bir görsün’ diye götürüyorlar. Nurettin Paşa’ya konuştuktan sonra İzmit Halkı buna öfkeli. Çok insan da etkili. Garda linç ediyorlar. Nurettin Paşa bunu bırakıyor. Linç edilip edilmeyeceğini bilip bilmediğini, bilmiyoruz. Demir kapıdan dışarı çıkar çıkmaz İzmit Halkı, Ali Kemal’i linç ediyor.
BORİS JOHNSON, ALİ
KEMAL’İN TORUNU MU?
Eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson. Türk olduğu söylendi. Boris Johnson, Ali Kemal’in torunuymuş.
Atatürk ilk ve tek basın toplantısını Cumhuriyet’in ilanına 10 ay kala, 16 Ocak 1923’te, Abdülaziz’in Av Köşkü’nde yaptı. Atatürk trenle gelmeyi ve tren garlarını çok severdi. Gebze ve Tavşancıl Garları’na çok gelmiştir.
Atatürk basın toplantısı için trenle İzmit’e gelirken telgrafla, İzmir’de yaşayan annesini kaybettiğine dair telgraf geliyor. Tabi organizasyon yapılmış, gazeteciler çağrılmış.
İZMİTLİ YEREL GAZETECİ
HAKKI KILINÇ DA KATILDI
Başyazarlar;
Vakit Gazetesi’nden Ahmet Emin Yalp, Tevhidi Efkar’dan Vehit Bey, İleri Gazetesi’nden Suphi Bey, İkdam Gazetesi’nden Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Tanin Gazetesi’nden İsmail Müştak Bey, Akşam Gazetesi’nden Falih Rıfkı Atay, Yenigün Gazetesi’nden Yunus Nadi, İzmitli yerel gazeteci Hakkı Kılınç Bey ve bir de Kızılay Başkanı’nı çağırmışlar. Miralay Halit Bey diğer lakabı da ‘Deli Halit’ toplantıda. Sonradan Karsalan soyadını almıştır çünkü Kars’ı almıştır. TBMM’ye giriyor. Dramatiktir, Meclis’te bir başka milletvekilini vuruyor.
Doktor Adnan Adıvar ve eşi Halide Edip Adıvar toplantıyı organize ediyor.
ATATÜRK’E HAKSIZ BİR ELEŞTİRİ:
DÖNEMEZDİ. CENAZEYE GİDEMEZDİ
Atatürk annesinin ölüm haberini alınca ağlayarak, ‘Münasip bir törenle gömünüz’ diyor. Basın toplantısını ertelemediği, annesinin cenazesine katılmadığı için epeyce eleştiri alıyor. Günümüzde bile eleştirenler var. Açıkçası çok haksız bir eleştiri. Dönemezdi, cenazeye gidemezdi. Vatan söz konusuydu.
O gece sabaha kadar oturuyorlar. Atatürk; Kafkasya meselesi, Türkiye’nin geleceği, bütün konulara dair sabahın 04.00’üne kadar anlatıyor. Kafasındakileri paylaşıyor. Cumhuriyet’ten söz etmiyor, sır gibi saklıyor.
Nazım’ın “Kuvayi Milliye
Destanı”nda Gebze…
Nazım Hikmet’in şiiri, çok az bilinir: Memleketimden İnsan Manzaraları ve Kuvayi Milliye Destanı diye de bilinir.
Gebze İstasyonu’ndan durup kalkan tren / Geçiyor yüksekte demir köprünün üzerinden / Sağda toprak apansız alçalıyor / Belki 100 belki 150 kulaç / Ve orada dipte aşağıda Eskihisar Köyü ve Kalesi / Ve ince uzun yolda giden iki atlı / Zeytin ağaçları ve hatta bomboş deniz / Kutudan yeni çıkmış oyuncaklara benziyor / Öyle küçük, öyle renkli, uzak ve derinde olmalarından ve çok çabuk kaybolmalarından dolayı bu bahar aydınlığında tertemiz
YARIN
Fatih, Gebze’ye Roma’yı
yanıltmak için geldi… 10’da