
BİR SEPETTE YEDİ CAN VE SİSTEM… Hayvan Haklarına Duyarsızlığın Acı Yüzü
Gebze Teknik Üniversitesi çevresine, bir çamaşır sepeti içinde terk edilen anne kedi ve altı yavrusu, toplumun vicdansızlığı ve yetkililerin ilgisizliğinin teşhiri oldu. Yedi cana üniversitedeki hayvansever öğrenciler geçici yuva sağladı
Yorum haber
24 Haziran 2004’te kabul edilerek yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre…
Amaç
Madde 1- Bu Kanunun amacı; hayvanların rahat yaşamlarını ve hayvanlara iyi ve uygun muamele edilmesini temin etmek, hayvanların acı, ıstırap ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını, her türlü mağduriyetlerinin önlenmesini sağlamaktır.
Kapsam
Madde 2- Bu Kanun, amaç maddesi doğrultusunda yapılacak düzenlemeleri, alınacak önlemleri, sağlanacak eşgüdümü, denetim, sınırlama ve yükümlülükler ile tâbi olunacak cezaî hükümleri kapsar.
https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5199&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5
Gebze Teknik Üniversitesi çevresine, bir çamaşır sepeti içinde terk edilen anne kedi ve altı yavrusu, toplumun vicdansızlığı ve yetkililerin ilgisizliğinin teşhiri oldu. Yedi cana üniversitedeki hayvansever öğrenciler geçici yuva sağladı. Vakaya dair, www.gebzeemek.com’a konuşan bir hayvansever, şunları kaydetti:
TOPLUMUN VİCDANSIZLIĞI
YETKİLİLERİN İLGİSİZLİĞİ
“Üniversite çevresinde yaşanan trajik olay, bir çamaşır sepeti içinde terk edilmiş bir anne kedi ve altı yavrusunun acı dolu hikâyesini gün yüzüne çıkardı. Ancak, bu acı gerçekle yüzleşirken, toplumun vicdansızlığı ve yetkililerin ilgisizliğiyle karşılaşıldı.
Olay, üniversite hayvan koruma topluluğuna gelen haberle birlikte başladı. Çamaşır sepeti içerisinde işlek bir yol kenarında terk edilmiş anne kedi ve altı yavrusu tespit edildi. Kimin bu canları bıraktığını tespit etmek için kedilerin olduğu yerdeki güvenlik kamerasının kaydının incelenmesi içilin yapılan çağrılara emniyet güçleri, belediye ve üniversite yönetimi yardımcı olmadı. Bu durum, sadece hayvan severlerin kendi çabalarıyla kedileri koruma altına almalarına ve geçici yuva sağlamalarına neden oldu.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun gerekliliği, olayda göz ardı edilmiş gibi görünüyor. Kayıtlara ulaşarak suçluların tespit edilmesi ve cezalandırılması için gerekli adımlar atılmadı. Üniversite yönetiminin de bu tür durumlarda daha duyarlı olması beklenirken, ne yazık ki bu beklenti karşılanmadı.
Olay, sadece bir çamaşır sepetinde görünen birkaç nesne gibi algılanmamalı. Bu, yoldan geçen insanların vicdanına bir çığlık olarak işlemeli. Bir çöpün atılmasıyla karşılaştırılamaz; çünkü bu sepet, yedi can taşıyordu. Anne kedi korkudan titrerken, bu vicdansız eylemlerin sorumluları, ceza almayacaklarını bilerek mi hareket ettiler?
Toplumun, hayvanlara ve onların haklarına daha fazla değer vermesi gerekmektedir. Bu tür trajik olaylar karşısında sessiz kalmak kabul edilemez. Kanunların ve yetkililerin ilgisizliği karşısında, toplumun bir araya gelerek adalet arayışını sürdürmesi gerekmektedir.
Benzer bir durumla karşılaşan biri olarak, ben de aynı şekilde hareket ederdim. Öncelikle, kedileri güvenli bir yere götürür ve onlara gereken bakımı sağlardım. Ardından, suçluların tespit edilmesi ve cezalandırılması için gerekli adımları atardım. Çünkü her canlı yaşam hakkına sahiptir ve bu hak gasp edildiğinde sessiz kalmak kabul edilemez.
Bu olay, bir çığlık gibi yankılanmalı ve bizlere hayvanların da duyguları olduğunu hatırlatmalıdır. Onlar da acı çeker, korkar ve sevinirler. Ancak, bu temel gerçek, bu trajik olayda görmezden gelindi.
Ancak, umutsuzluğa kapılmak yerine, bu olay bize bir çağrı yapmalıdır. Toplum olarak, hayvanlara daha fazla değer vermeli, haklarını korumak için bir araya gelmeliyiz. Sistemin eksikliklerini ortaya çıkarmalı ve değişim için mücadele etmeliyiz.
Bu, sadece bu olaydaki yedi canlı için değil, gelecekteki benzer trajedileri önlemek adına da bir sorumluluktur. Bir sepetin içindeki yedi can, bize insanlığımızı hatırlatıyor ve bu hatırlatma, bir değişim başlatmak için bir fırsat olabilir.”