Hayvanın hakkını savununca insanın hakkı ihlal edilmiyor
27 Nisan 2024 13:02

UYGAR DÜNYADA HER İKİSİ DE AYNI Hayvanın hakkını savununca insanın hakkı ihlal edilmiyor

Hayvan Özgürlüğü Aktivisti Zülal Kalkandelen, GTÜ’ye "Hayvan Özgürlüğü” söyleşisinde konuk oldu. Kalkandelen, “Hayvan hakkı ile, insan hakkını ihlal etmiyorsunuz. Uygar dünyada insan her ikisiyle de aynı anda ilgilenmeli” dedi

Aktan Uslu Tüm haberleri

Hayvan Özgürlüğü Aktivisti, halen Cumhuriyet Gazetesi’nde çalışan ve yayın kurulunda yer alan Gazeteci Yazar Zülal Kalkandelen, Gebze Teknik Üniversitesi’nde Hayvanları ve Doğayı Koruma ile Ahbap GTÜ Toplulukları’nın birlikte düzenlediği,  “Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü” söyleşide konuk oldu. Kalkandelen, “İnsan hakları konusunda da hepimizin çabaları var. Şunu söylemek istiyorum: Hayvan hakları ile ilgilendiğiniz için insan haklarını ihlal etmiyorsunuz. Aslında ikisinin birbirine tezat olduğunu da düşünmüyorum. Uygar bir dünyada uygar bir insanın her ikisiyle de aynı anda ilgilenmesi ve her ikisinin de geliştirilmesi için çaba harcaması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

BUZ ERİTEN SÖYLEŞİ

Gebze Teknik Üniversitesi kampüsünde yerleşik sokak hayvanlarında yerel basına da yansıyan kimi olumsuz vakalardan ötürü yaşanan soğukluğu da gideren söyleşiyi Gebze Teknik Üniversitesi Genel Sekreteri Nadir Yıldırım ve Genel Sekreter Yardımcısı Hükümran Erdem de takip etti. Etkinliğin, etkinlikten en az 15 gün önce GTÜ Rektörlüğü’ne yapılması gereken başvurunun aksatılmasına ve başvurudaki gecikmeye karşın gerçekleştiği öğrenildi.

Seminerin açılış konuşmasını Hayvanları ve Doğayı Koruma Topluluğu Başkanı Hamide Özsoy ile Ahbap GTÜ Topluluğu Başkanı İdil Polat birlikte yaptı. Özsoy çalışmalarını, “Hayvanlar ile insanların iç içe yaşaması için çabalıyoruz. Hayvanlardan korkan personel ve öğrenci sayısını en aza indirmek hedeflerimizden biridir. Kampüs canlılarımız sosyal, bakımlı ve kısırdır. Aynı zamanda kampüs canlarımızın sağlıkları ile ilgilenmek için her gün daha da çabalıyor, kendimizi bu uğurda daha da geliştirmeye çabalıyoruz. Bugünkü etkinliğimizin amacı hayvanların haklarını ve refahını daha fazla dikkat çekmek ve bu konuda toplumsal duyarlılığı artırmaktır. Hep birlikte daha insancıl ve adil bir gelecek için adımlar atmaya devam edeceğiz” dedi.

Ahbap GTÜ Topluluğu Başkanı İdil Polat etkinliğe ve konukları Zülal Kalkandelen’e dair bilgilendirmede bulundu. Hayvan haklarına dair düzenledikleri söyleşide konuya dair çok fazla çalışma yapmış bir aktivisti konuk olarak ağırladıklarını belirten Polat, konukları Kalkandelen’in seminerle aynı adı taşıyan ve dördüncü baskısını yapan kitabına dair de, “Bu kitap hayvan haklarına duyarlılığı artırmak ve vegan yaşam tarzının önemini vurgulamak için değerli bir kaynaktır” dedi.

20’den fazlası üniversite öğrencisi 30 kişinin izlediği paneli Medical Park Gebze Hastanesi’nde görev yapan Moğol asıllı Gastroenteroloji uzmanı Doktor Mutse Banzracgh Yağcı da izlerken Kalkandelen soru cevap bölümünde tıbbi nitelikli bir soruyu yanıtlaması için Yağcı’yı mikrofona davet etti.  Hafta içi günü, mesai saatlerine denk gelen seminerin QR kodu ile halka açık gerçekleşmesine karşın Gebze Bölgesi’ndeki hayvansever ilgisi öngörülenin altında oldu. Gebze Darıca Hayvan Hakları Topluluğu – GEDAR kurucu üyesi Dilek Uğur’un da izlediği söyleşinin siyasetçi konukları da vardı.

Aynı zamanda 14-28 Mayıs 2023 seçimleri öncesi temeli atılan Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin ilk katılımcılarından oluşan Zülal Kalkandelen’in GTÜ’deki seminerini THTM Bayramoğlu Mahalle Meclisi’nin farklı partilerde de üyelikleri olan üyeleri Tarık Bozkurt, Zafer Arcan, Fatih Çakıcı, Gürsel Karagenç ve Can Yetişen de izledi. Öte yandan seminerde, seminer konusunun dışına çıkılmadı.

Seminerin sonunda Zülal Kalkandelen’e etkinliği düzenleyen topluluk başkanları Hamide Özsoy ve İdil Polat ile birlikte Hayvanları ve Doğayı Koruma Topluluğu’nun danışmanlığını üstlenen, GTÜ akademisyenlerden Doç.Dr.Savaş Karabulut tarafından günün anısına teşekkür belgesi ve çiçek verildi. Kalkandelen soru cevap bölümüyle birlikte yaklaşık 1.5 saat süren seminerde GTÜ kampüsünde sokak hayvanları vakasına uzlaşıcı bir üslupla yaklaşıp sokak hayvanlarının karınlarını doyurup kendilerini güvende hissettikleri alanları zamanla sahiplendiklerini; bu konumdaki sokak hayvanlarının tek tük istisnalar hariç insanlara saldırısının söz konusu olmadığını kaydetti.

Zülal Kalkandelen söyleşinin sonunda dördüncü baskısı yapılan “Vegan Devrimi ve Hayvan Özgürlüğü” isimli kitabını imzalayıp katılımcılar ile kısa ve keyifli sohbetler etti. Katılımcılar arasında QR kodu üzerinde yapılan çekilişte Kalkandelen’in kitabı ve sokak hayvanı yeminden oluşan ikili hediye paketi ilk kurada Samet Başkaya ve Sena Gül Yılmazel’e, yedeklerde Kardelen Balta ve Pınar Nisa Topçu’ya isabet etti. Ancak her dört öğrencinin de kulüp üyesi olduğu gerekçesiyle hediyeler kurada üç ve dördüncü yedekten çıkan İlker Yasin Kale ve Mustafa Eren Yıldız’a isabet etti.

ÜNİVERSİTENİN ÖNCELİK ETMESİ ÇOK DEĞERLİ

Zülal Kalkandelen söyleşide sözlerine etkinliği düzenleyen kulüp başkan ve yöneticileri ile danışman hocaları Savaş Karabulut’a teşekkür ederek başladı. Gebze Teknik Üniversitesi’ne ilk gelişi olduğunu kaydeden Kalkandelen, “Böyle bir etkinlik için geldiğimden de çok mutluyum. Çünkü hayvan hakları dediğinizde pek fazla insanın ilgisinin olmadığı bir alan. Oysa ki çok fazla sömürünün de olduğu, çok hukuksuzluğun olduğu bir alan. Son yıllarda ve giderek medyaya da daha fazla yansıyor. Gerçekten insan olmayı sorgulatan bir takım olaylarla karşılaşıyoruz ve burada büyük yanlışların olduğunu da görebiliyoruz. Üzerinde yeterince konuşulmadığı içinde bence bu noktaya geliyor. Herkesin elbette bir düşüncesi var bu konuda. Ama acaba onlar ne kadar doğru? Hepimizin yanlışları olabilir ama konuşarak onların daha doğru olanlarını bulmamız gerekir. O nedenle üniversitelerin özellikle hayvan hakları konusunda böyle bir öncülüğü yapmış olması bence çok önemli bir değer” dedi.

Medyada da hayvan hakları üzerine değinen çok az sayıda gazeteci ve yazarın yer aldığını belirten Kalkandelen, “Çünkü hayvan hakları üzerine yazdığınızda birden biri sizin daha önemsiz bir gazeteci olduğunuz düşünülür medyada. Çokta garip durum, niye böyle? İçe yerleşmiş bir takım düşünceler var, belki onunla ilgili.”

Hayvan haklarına dair söyleşi yapmak üzere davet edildiğini hatırlatan Kalkandelen, “Ama hayvan hakları denince sorunun ilk temeli şuradan kaynaklanıyor. Hayvan denilince, sadece belli hayvanlar insanların aklına geliyor. Ve o da çoğunlukla hayatımızı daha fazla paylaştığımız kediler, köpekler en fazla kuşlar olabiliyor. Diğer hayvanları sanki yok farz edenler olduğu gibi onların aşağı bir sınıfta olduğunu düşünen insanlar var” dedi.

Hayvanın Oxford Sözlüğü’nde

Organik maddelerle beslenen tipik olarak uzmanlaşmış duyu organları ve sinir sistemine sahip olan, uyarılara hızlı tepki verebilen canlı bir organizma. İnsan dahil, her türlü canlı. Yani insanı da ona katıyor. Zaten biz hayvan özgürlüğü felsefesini anlatırken hayvanları, insan dışı hayvan olarak tanımlıyoruz. Yani insanın da hayvan olduğuna vurgu yapalım diye bir ifademiz var” şeklinde tanımlandığını;

Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre iki anlamı olduğunu kaydeden Kalkandelen şöyle devam etti:

“Burada sıkıntı başlıyor, kültürel bir şey tabi: Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleri ile hareket eden canlı yaratık. Eksiklik olsa bile, bunda bir sorun yok.

Ama ikinci anlamı; Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat insan. Yani insanın bütün olumsuz davranışları, ona hayvan denilerek yanıtlanıyor. Yani toplumda birisine kızıyoruz. ‘Hayvan herif’ diye başlıyoruz. Küfürlerin çoğu cinsiyetçi olduğu gibi bir de türcü. Kötülük ve küfürle ilgili sözler hep kadınlar veya hayvanlar aşağılanarak türetilmiş. Bu ataerkil toplumun yapısı. Ama bu sadece Türkiye’ye özgü de değil. İngilizce’de ve başka dillerde de var. Türcülük dediğimiz, insanın daha üstün bir yaratık olduğu ve havyanın aşağılanabileceği anlayışı insanların kafasına bir şekilde yerleştirilmiş.”

Zülal Kalkandelen söyleşide ayrıca;

Belediyelerin aslında esir kampı olan barınaklarına…

İnsanların çocuklarını bir marifetmiş gibi götürüp gezdirdiği hayvanat bahçelerinin ve süs havuzlarının aslında bir cezaevi olduğuna..

Yurtdışından gemiyle getirilen hayvanların yaşadığı insanlık dışı vakalara…

Ülkemizde devlet kanalıyla ticarileştirilen av sezonunun aslında bir cinayet olduğuna…

At yarışları ve emsalleriyle birlikte kapitalizmin hayvanları öldüresiye sömürüsüne..

Deprem gibi afetlerde enkazın altına girmesi için el üstünde tutulan köpeklerin sokaklarda sorun olmasındaki iki yüzlülüğe…

Ve hemen her tür hayvan hakkı ihlaline değindi.

(Detayları önümüzdeki günlerde www.gebzeemek.com da…)

Foto galeri:

https://www.facebook.com/photo/?fbid=3386752271617847&set=pcb.3386754988284242

Güncelleme: 27 Nisan 2024 17:54
BENZER HABERLER
X