DÖNEMİN TÜM EGEMENLERİ RAHATSIZDI Köy Enstitüleri’ni CHP ile DP birlikte kapattı
Edirneli emekli öğretmen Orhan Çalışkan, insanlara sorgulamayı öğreten köy enstitülerinin dönemin tüm egemenlerini rahatsız ettiğini söyledi. Günümüzde algı farklı olsa da Köy Enstitüleri’ni DP ile CHP'nin birlikte kapattığını söyledi
Uzunköprü Söyleşileri: 3/2
“Uzunköprü’de SOL Parti ile ilgili pek çalışma yok. Zaten bu seçim döneminde de burada bir kardeşimle çalışacaktık. İkimizin de sağlık sorunları türedi.”
18 yıl önce öğretmenlik mesleğinden emekli olduktan sonra bir süreliğine halk eğitimde okur yazar kurslarında eğitmenlikle yetinen Orhan Çalışkan, 31 Mart yerel seçimlerinde SOL Parti’den İl Genel Meclis Üyesi adayı oldu ama, “Siyaset konuşmayalım” deyince, orada kestik.
TÖBDER ve TÖS geleneğinden gelen, bugün mesleği sürdürse Eğitim-Sen üyesi Orhan Çalışkan, mesleğin siyasetini yaptığı yıllara dair kısaca şunları kaydetti:
TÖS’ün 12 Eylül askeri darbesinde kapatılması, Eğit-Der’in kuruluşu, ardından Eğit-Sen ile Eğitim-İş’in kurulduğu, birleştiği, sonra yine ayrıştığı haller…
“Daha önce (Eğit-Der sürecinde) Türkiye genelinde sendika kurulmasına dair karar alınmıştı. Niyazi Altınyol hızlı bir şekilde sendika kurmaya, ama beşe üç kurulmaması (Tek sendika kurulması) gerektiği, biraz daha sabredilmesi gerektiği söylenmişti. Niyazi buraya (Uzunköprü’ye) kadar gelmişti. Beraber konuştuk. Biz de Eğit-Sen olarak biraz sabredilmesi gerektiğini söyledik ama onlar sendikayı Eğitim-İş olarak kurdu. Belirli soğukluklar oldu. Sonra Eğit-Sen kuruldu. Eğit-Sen ile Eğitim-İş’in birleşme aşamasında Akhisar ve Uzunköprü’de yoğunluklu çalışma oldu. Diğer illerde birleşme olmuştu ama iki ilçede sorunlar yaşandı. Sonra birleşme oldu. Fakat birleşik sendikada da ayrışma oldu. Onların temel olarak söylediği; ana dilde eğitimi Eğitim-Sen kabul ederken Eğitim-İş karşı çıktı. Bu temelde tekrar ayrışma oldu.
Eğit-Sen kurulurken burada kurucu üye olarak bulundum. Ama ben o zaman köyde çalışıyordum. Yönetimde, şehirdekilerin yer almasını savundum, gidiş gelişler daha kolay oluyor. Bizim aracımız da yoktu o zamanlar.”
KÖY ENSTİTÜLERİNİ CHP VE
DP BİRLİKTE KAPATTI:
Çalışkan’dan köy enstitüleri değerlendirmesi istedik, şunları kaydetti: Köy enstitüleri o dönem için gerçekten sanayisi olmayan, ve sanayi tarım ürünlerini sanayiye çevirecek yapısı olmayan ülke için köydekilerin daha sağlıklı olması için çok gerekliydi. Ama bu eğitim sistemi insanlarda sorgulama mantığı oluşturdu. Öğretmenler araç gereç üretimi bilgi paylaşımı ile sorgulamayı taşıdı. Var olan yönetimin işine gelmedi. Sorgulayan yanlışlara karşı çıktı. Hem kuran CHP hem Demokrat Parti birlikte kapattı. Algı farklıdır. Şemsettin Günaytay’dan başlayıp Fevzi Çakmak’ın kardeşinin aydınları katline kadar gitmeyeceğim. DP’nin önerisiyle CHP de seçim oy kaygısıyla, elit yaşama başkalarının girmesini istemedi.
Yine de öğretmen okulları daha çağdaş, demokratik, sorgulayıcı, problem tarayıcı bir eğitime sahipti. Zaman içinde 12 Eylül ile gelen dinci, ırkçı bir eğitim sistemi yavaş yavaş oturtulmaya başlandı. Son dönemde çağdışı, dinsel, urevi, sadece eğitim almış olmak için eğitim, yaşama katkısı olmayacak bir eğitim sistemine dönüştü görünen o ki bizim eğitim üreten merkezlerimiz üniversite olsun lise olsun. Dünyada geride kalacak, pek işe yaramayacak. Hele teknoloji üretiminde gelecekte pek işe yaramayacak. Çocukluğumda ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ gibi üniversiteler bilim üretiminde dünya sırasında idi. Tıp fakültelerinin, Cerrahpaşa’da eğitim verilirken oradaki öğrenciler; Çapa, Cerrahpaşa, Hacettepe’nin hocaları kalmadı o mantıkla. Doktorlar mezun olduktan sonra acemi nalbantın fakirin eşeğinde öğrenmesi gibi işi öğrenmeye çalışıyor. Bugün üniversite mezunu mühendislerimiz donanımlı değil. Okuldan mezun oluyor, alanda öğreniyor. Çok sağlıklı, temel bilgilere sahip değiller.
Benim çocukluğumdaki mühendis hele doktor çok daha değerli, bilgiliydi. Ülkenin en üst düzey beyinleri idiler. Okulların altyapısı vardı. Akademik kadrosu vardı. Gereken bilgiyi veriyordu ve üst düzey mühendis yetiştiriyordu. Şimdi onlarca tıp fakültesi, özel üniversiteler güvercin bile bakmazlar gelişmiş ülkelerde, merdivenaltı üniversiteler kurulmuş. Öyle üniversite olsa ne olur, olmasa ne olur. Eğitim sistemi gittikçe yok edilmekte. 1000’lerce 100 binlerce öğretmen mezun ediyorsun ama planlı değil. Mühendis öyle. Türkiye’yle hiçbir ilgisi olmayan eğitim dallarından mezun olunuyor. İş yok. Çünkü altyapısı yok. Aldığı bilgi de yok. Eğitim sistemimiz bu mantıkla giderse çok yakında yıllar önce kabul etmediğimiz, eğitimde en kötü ülkelerin daha kötüsü olacağız.”
İLGİLİ HABER
MUŞ’TA SİLVANLI OLDU!
Kürtçe’yi sohbetlerde,
babalığını maaş günü öğrendi
Tekirdağ Eğitim Enstitüsü’nü bitirdikten sonra ilk görev yeri Muş’ta sorana “Silvanlıyım” deyip Kürtçe’yi “farkında olmadan” öğrenen Edirneli Öğretmen Orhan Çalışkan, eşinin Yozgat’taki doğumunu Zonguldak’ta maaş günü duydu…
https://www.gebzeemek.com/haber/yasam/kurtceyi-sohbetlerde-babaligini-maas-gunu-ogrendi/911.html
YARIN
UZUNKÖPRÜ’YÜ SORDUK. SANKİ DİLOVASI’NI ANLATTI
En fazla kanserden ölüm var.