AYNI TALEBİ KALEM KIRARAK TEKRARLADILAR ÖMK kanun nezdinde güncellenmeli
Darıca’daki son eğitimde şiddet vakasına karşı yedi sendikanın ortak basın açıklaması, Osman Hamdi Bey İlkokulu öğretmenlerinin kalem kırma eylemiyle sona erdi. Çokuncu defa Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun güncellenmesi istendi
“Bizler artık güvenliğimizi birilerinin merhametine bırakmak istemiyoruz. Buradan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin başta olmak üzere bütün yetkililere sesleniyoruz.
Öğretmenlere karşı uygulanan şiddetin cezasının artırılması, görevi başındaki öğretmene saldıran kişinin tutuklu yargılanması ve özlük haklarımızın iyileştirilmesine yönelik maddelerin Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda güncellenerek yerini almasını ve bir an evvel TBMM’e kanun teklifinde bulunulmasını, her isteyenin şikâyette bulunduğu ve bunun soruşturmaya çevrildiği CİMER’in kapatılmasını, bunun yerine şiddeti eğitimle yok etmeye, çocukların kalbine sevgi, saygı, adalet, eşitlik, hoşgörü aşılayan, özveriyle çalışan, öğrencilerini kendi çocukları gibi benimseyen, koruyan, geliştiren öğretmenlerimizi takdir ve teşekkür edebileceğimiz bir platform oluşturulmasını talep ediyoruz.
Saygıdeğer Basın Mensupları, Öğretmenlik mesleğinin hak ettiği itibarı yeniden kazanması için basının da bu minvalde destekçimiz olmasını istiyor ve bekliyoruz.”
Darıca Osman Hamdi Bey İlkokulu’nda öğretmenler; Eğitim Bir-Sen üyesi Mehmet Demir ve Anadolu Eğitim Sendikası üyesi ve Darıca Temsilcisi Burak Laçin’e yönelik insanlık dışı saldırıya karşı Darıca Çınaraltı Meydanı’ndaki ortak basın açıklaması, yukarıdaki taleplerle ve Osman Hamdi Bey İlkokulu öğretmenlerinin kalem kırma eylemiyle sona erdi
ÖĞRETİCİ: BU BİRLİKTELİĞİ
ÇOK ÖNEMSİYORUM
Eylemde ilk Anadolu Eğitim Sendikası - AES Genel Başkanı Mehmet Alper Öğretici söz aldı. Öğretici, “İbrahim Oktugan cinayeti artık bardağı taşıran son damla dedik. Tüm eğitim sendikaları ile birlikte 10 Mayıs’ta ülke geneli iş bırakarak 81 ilde eylem yaptık. Konunun muhatabı MEB önünde 10 binlerce öğretmen toplanarak yine konunu muhatabı olan TBMM önünde haykırdık ve eğitimciye, öğretmene şiddet için gerekli yasal tedbirleri alın dedik. 10 Mayıs’tan günümüze 20 gün geçmesine rağmen hala yasal tedbirler hayata geçmiştir. İki gün önce Darıca’da menfur saldırıya maruz kalan öğretmenlerimiz için bugün burada toplandık. Derdimiz bugün Burak öğretmenimize yapılan yarın Ordu’da Ayşe, İzmir’de Mehmet, Urfa’da Hasan öğretmene yapılmasın diyedir. O yüzden gösterdiğimiz bu birlikteliği çok önemsiyorum. Hiçbir sendika ayırt etmeksizin tüm arkadaşlarımızın, meslektaşlarımızın burada durmasını ve hep birlikte eğitimde şiddete hayır demesini çok önemsiyoruz. Son olarak biz öğretmenler yılın sadece bir gününde yani 24 Kasım’da eli öpülesi olup, hizmet verilip, baştacı edilip süslü cümlelerle kutlanmak istemiyoruz. Bizler gerçekten değer verilen, eğitime ve eğitimcileri koruyan gerçek yasa istiyoruz” dedi.
Eğitim Bir-Sen Kocaeli 1 No’lu Şube Başkanı Şahin Yaşlık tarafından okunan basın açıklamasında ise ayrıca özetle şu görüşlere yer verildi:
“Eğitimcilerin maruz kaldığı her türlü şiddeti lanetlemek ve dikkat çekmek için 10 Mayısta ülke geneli iş bırakma eylemi yaptık. İlimizde onbinden fazla eğitim çalışanı ile birlikte tek ses olduk. "Artık Eğitimcilere sahip çıkın..."
Öncelikle bu son yaşadığımız saldırıyı ve eğitim çalışanlarına yönelik tüm şiddet eylemlerini kınıyor ve lanetliyoruz. Burak Laçin öğretmenimiz başta olmak üzere, idaresinden öğretmenine, öğrencisinden personeline kadar bütün arkadaşlarımızın yanlarında olduğumuzu belirtiyoruz
Öğretmenlerimize ve olay anında sınıfta bulunan öğrencilerimize yaşatılanlar, görmezden gelinebilecek ve cezasız kalabilecek sıradan olaylar değildir. Eğitimciler her fırsatta itilip kakılacak, sahipsiz bırakılacak bir pozisyonda hiç değildir.
Eğitim çalışanları olarak ülkemizin farklı illerindeki okulların ve öğretmenlerin isminin şiddet haberlerinde sık sık yer alması ve artık eğitim öğretim hizmetlerinin yürütülmesini dahi sekteye uğratması gelecek nesiller adına bizi endişelendirmektedir. Bu şiddet eylemlerindeki artışta, şiddete başvuran kişilerin ‘yaptığım yanıma kâr kalıyor’ düşüncesinin ve bunu haklı çıkaran yasal düzenleme ve uygulamaların büyük rolü vardır. Toplumdaki şiddeti eğitimle yok etmenin hesabını yaparken, şiddeti eğitimin içine sokmaya davetiye çıkaran uygulamaların kabul edilebilir bir yanı yoktur. Eğitim çalışanları, bir yandan şiddetin toplumun aklını, anlayışını felç etmesine, eğitim başarımızı engellemesine dur demek için genç nesiller üzerinde emek verirken, diğer yandan şiddetin nesnesi hâline gelmiş durumdadır. Şiddetin, eğitimi tehdit eder boyuta ulaşması acil ve köklü çözüm bulmayı zaruri hâle getirmektedir.
Uluslararası hukukta ve anayasada ifadesini bulan hayat hakkı ilkesi çerçevesinde, kasıtlı ve hukuksuz şekilde ölüme, yaralanmaya ve zarara sebebiyet verilmesini önlemek devletin yükümlülüğüdür. Devletin bu yükümlülük çerçevesinde suç işlemekten caydırıcı yasal zemini ve idari şartları tesis ederek yaşam hakkını koruma ve ayrıca buna ilişkin ihlalleri önleyici, bastırıcı ve cezalandırıcı bir infaz mekanizması geliştirme ödevinin hukuk devleti olmanın gereği olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Bu doğrultuda eğitim çalışanlarına karşı eğitim-öğretim kamu hizmetinin sunumundan kaynaklı şiddet eylemlerine yönelik cezai ve hukuki tedbirlerin en sert şekilde alınması elzemdir. Eğitim çalışanları, kendilerine yönelik şiddet olaylarına karşı caydırıcı nitelikte münhasıran bir cezai müeyyide getirilmesini, şiddete uğrayana, çalışana da hukuki koruma sağlayacak türden yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesini acilen talep etmekte ve beklemektedir.”
DİĞER DETAY HABER
7 SENDİKA ZANLININ YAKASINI BIRAKMIYOR
Vali, Savcıya “İtiraz et” tavsiyesinde bulundu
Haber linki: https://l24.im/AQ39w4